15 Temmuz gecesi yaşanan FETÖ darbe girişimi hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu işin bittiğine şu anda tabii inanmıyorum. Atacağımız daha adımlar var, rehavete kapılmayacağız” dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün İstanbul’da, Huber Köşkü’nde benim de aralarında bulunduğum, gazete ve televizyon yöneticilerinden oluşan bir grup medya mensubunu kahvaltıda konuk etti.
Erdoğan’ın kendisine yöneltilen çok sayıda soruya verdiği yanıtların bütünü, 15 Temmuz gecesi yaşanan FETÖ darbe girişimine ilişkin olarak bugüne kadar yansıttığı kararlılığın tekrar tekrar vurgulanması olarak özetlenebilir.
Darbe gecesi, ölümden döndükten sonra ulaştığı İstanbul’da kendisini karşılayan on binleri, tankın önüne yatan, bombalara siper ettiği bedeni parçalanan şehitleri, gazileri anlatırken duygulanan Cumhurbaşkanı, FETÖ ile mücadele konusunda son noktaya kadar gitme konusundaki kararlılığını gerekçeleriyle anlattı.
Darbe girişimi sonrası başta TSK’nın yeniden yapılandırılması olmak üzere alınan radikal kararlara milletin desteğinin çok yüksek oranlarda olduğunu kaydeden Erdoğan, batının kalkışmaya ilişkin olarak sergilediği tutuma ilişkin eleştirilerini sürdürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı moralli gördük. Türkiye’nin, devlet mekanizmalarının, demokrasinin ve parlamenter sistemin nasıl bir sorunla karşı karşıya olduğu ve sorunu ortadan tamamen kaldırabilmek için hangi reçetenin uygulanması gerektiği konusunda kafası netti.
Demokrasiye, birlik ve beraberliğe sahip çıkma konusunda önemli bir görev üstlenen medyanın demokratik rüştünü ispat ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı, medya konusundaki eleştirel yaklaşımına rağmen bunu söylemenin boynunun borcu olduğunun altını çizdi. Erdoğan, bugün muhalefet liderlerinin de katılımıyla İstanbul Yenikapı’da yapılacak tarihi mitingin birlik ve beraberliği güçlendireceğini kaydetti.
15 Temmuz gecesi yaşadıklarına ilişkin anlattığı detayları da not ettiğimiz Erdoğan’ın, “Üst akıl çok acımasızca oynuyor. Bu işin bittiğine inanmıyorum. Rehavete kapılmayacağız. Spekülasyonlara fırsat vermeden bunu noktalayacağımızı düşünüyorum” ifadeleri önümüzdeki süreçte herkesin uyanık olması gerektiğine işaret ediyordu.
Ayrı tutmam
Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP’nin mitinge çağırılmamasına ilişkin soru üzerine, “Ben ülkemde tek vatan tek millet tek bayrak tek devletk ilkelerine sadık olan her grupla rahat rahat görüşübilirim. Ama teröre bulaşmış olanlarla bir araya gelmem. Bu benim kırmızı çizgimdir. Çünkü biz onlarla çok görüşme yaptık. Müslüman bir kere sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. Yapacakları olumlu gibi izlenimlerin hepsi aldatmaya yönelik. Böyle bir şeye kapı açtığımız zaman şehitlerimizi, gazilerimizi rahatsız ederiz. Darbe ile terörü birbirinden ayrı tutamam. Kusura bakmasınlar. Davalarımı geri çekiyorum dedim ama bu gurupla ilgili davalarım duruyor. O davaları geri çekersem güneydoğudaki gazime, şehidime haksızlık etmiş olurum” dedi. Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
MEDYA, DEMOKRATİK RÜŞTÜNÜ İSPAT ETTİ: Sizlerle zaman zaman dar kapsamlı, zaman zaman geniş kapsamlı toplantılarımız oldu. Bu defa tarihimizin en kritik olaylarından birini yaşadık; 15 Temmuz darbe girişimi. Onun ardından ilk fırsatta sizlerle bir araya gelmeyi düşünmüştüm. Öncelikle bu darbe girişimi sırasında ve sonrasında medyamızın gerek demokrasiden, özgürlüklerden, milli iradeden, milletten yana ortaya koyduğu tavır sebebiyle sizlere şahsım ve milletim adına çok teşekkür ediyorum. Benim medya konusundaki düşüncelerim, özellikle de eleştirel yaklaşımım hepinizin malumudur. Fakat bu defa medyamız gazeteleriyle, televizyonlarıyla, internet haber siteleriyle gerçekten sağlam ve kararlı bir duruş sergiledi. Dolayısıyla bu olumlu tavrı takdir etmek, bunu hem bizzat sizlere hem de kamuoyuna ifade etmek boynumun borcudur diye düşünüyorum. Her ne kadar yaşanan acı ve açık olaylara rağmen “ama”lı “fakat”lı konuşan yazan birtakım medya mensupları var idiyse de bunlar bu dönemde azınlıkta kalmıştır. Medya mensuplarımızın kahir ekseriyeti demokratik rüştlerini bu dönemde ispat etmişlerdir. Siyasette gözlediğimiz milli ve demokratik ortak zeminle bir araya gelebilme başarısını medyamız da tekrarlamıştır.
KARARLILIK KATBEKAT ARTTI: 15 Temmuz gecesi bu ülkeye ve bu millete diz çöktürmek üzere harekete geçenler 16 Temmuz sabahı hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığı katbekat artmış, güçlü bir Türkiye ile karşılaşmıştır. Bu sözüm sadece Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarına değildir aynı zamanda onların arkasındaki güçleredir, her zaman söylediğim gibi üst akladır.
TEK BAYRAK TÜRK BAYRAĞI: Bir çağrımız da şu istikamette oldu: Kimse bayrağımızın dışında bir bayrakla alana gelmesin. Sadece Türk Bayrağı burada olacak. Orada inşallah tek millet olarak, tek bayrak olarak, tek vatan olarak, tek devlet olarak, tek yürek olarak, bir arada olacağız. Herhangi bir spekülasyona fırsat vermeden, herhangi bir olumsuzluğa inşallah fırsat vermeden bu buluşmamızı noktalayacağımıza inanıyorum.
Dünya örnek alacak
DARBE 12 SAATTE SAFDIŞI EDİLDİ: Bir taraftan Genelkurmay Başkanı’nın bırakılması, diğer taraftan diğer komutanların bırakılma süreci ve komutanların bir kısmıyla bırakılınca görüşmelerimiz oldu. Tüm bunlarla birlikte 12 saat içerisinde hamdolsun bu darbe saf dışı edildi, püskürtüldü ve süreç kontrolümüz altında gelişmeye başlamış oldu.
BU İŞİN BİTTİĞİNE İNANMIYORUM: Bu işin bittiğine şu anda tabii inanmıyorum. Atacağımız daha adımlar var, rehavete kapılmayacağız. Şehitlerimize özellikle Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza, gazilerimize şifalar diliyorum. Milletimizin bu darbeye karşı ortaya koyduğu tavır, inanıyorum ki darbeler tarihinde farklı bir yere oturacaktır. Bu millet ecdadından almış olduğu mirası aynen yeni nesille, genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle ortaya koymuştur. Burada özellikle kadınlarımızı anmadan edemeyeceğim. Onların şehadete koşması çok çok farklıydı. Bütün bu olaylar bizim geleceğe yönelik umudumuzu artırırken, inşallah darbeler tarihini alt üst edecek, sadece bu milletin değil, dünyadaki halkların inanıyorum ki örnek alacağı bir tavır ortaya koymuştur.
‘ANKARA VE İSTANBUL’U ORTALAMA AL’ TALİMATI: 15 Temmuz gecesi medyayla ilk teması 00.25 civarında televizyonlarla kurduk. Bulunduğum yerde önce bir basın açıklaması yapayım istedim fakat basın açıklamasını yaptığımda, anında televizyonlara giremeyince dedik ki “cep telefonlarımızla girelim.” Darbe girişimi karşısındaki duruşumuzu ve millete çağrımızı tekrarladık. Fazla vaktimiz olmadığı için çocuklar bir taraftan hazırlıkları yapıyorlardı. Bir an önce oradan ayrılarak hemen nereye gideceksek oraya hareket edelim istedik. Televizyon bağlantılarını kurduktan sonra helikoptere hareket ettik, çocuklarımızla, yakınlarımızla birlikte yola çıktık.
4 ayrı noktada uçaklar bizi bekliyordu ve biz helikopterimizle Dalaman’ı tercih ettik, 15 dakika mesafedeydi Dalaman’a geçtik. Dalaman’a ulaştıktan sonra da uçağımızla oradan ilk etapta pilotumuz nereye gideceğimizi bilmiyordu. Ben “ya İstanbul ya Ankara” dedim. “Ama sen iki vilayetimizi ortalama al, ona göre yola çık” dedik.
‘KARANLIK PİSTE İNEMEZ MİSİN’ DEDİM: Biga üzerlerine geldiğimizde kendisine İstanbul’a geçeceğimizi söyledik. Kurduğu irtibatlar sonunda dedi ki; pist karanlık. Öyle deyince, “Karanlık piste inemez misin” dedim. Bana “İnerim ama riske etmek istemiyorum” dedi. Böyle deyince “Sen ne kadar havada kalabilirsin” diye sorunca “3-4 saatlik yakıtım var” dedi. Pistin üzerinde birkaç tur attık. Bunun gerekçesi de oraya bir araç çekmiş olabilirler, tank çekmiş olabilirler. Fakat bizim uçağımız kısa mesafede durabilen, kısa mesafede havalanabilen kabiliyetlere sahip bir uçak. Bu arada hemen İstanbul Emniyet Müdürümüzle irtibat kurduk. Yapacağımız operasyonla 10-15 dakika içerisinde burayı temizleyeceğiz dedi. Sağ olsun hakikaten yaptıkları operasyon neticesinde 10-15 dakikada kuleyi temizleyip tekrar ele geçirdiler. Ardından pist aydınlatıldı. Biz de bu vesileyle İstanbul’a inme imkanı bulduk.
BOMBA YÜKLÜ OLSALAR, BOMBA BIRAKIRLARDI: İstanbul’a indiğimizde gerek apron gerek terminal on binlerce İstanbullu ile dolmuştu. Konukevine geçtik. Üzerimizde bu arada F16’lar uçuyordu. Öyle zannediyorum ki onlar da bomba yüklü olsaydı oraya bomba bırakırlardı. Herhalde onlar bomba yüklü değildi. Onları henüz neticesini almadım. Ses hızının üzerine çıktığı anda patlama sesi yapıyor. O sesle halkı ürkütmeye çalıştılar. Üzerimizden 2 kez bu şekilde uçtular.
İKİNCİ İSİM TALİMAT VERDİ: Bizler bu sırada konukevine girdik ama o patlama camları falan patlatıyordu. Ürkütücü... Oradaki kriz masasını oluşturduk ama bu arada Genelkurmay Başkanı rehin olduğu için tabii vekaleten de olsa birini atamamız gerekiyordu. Ben en idealinin kriz masasında olması hasebiyle 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar Paşa ile bu işi sürdürelim dedim. Bu arada Binali Yıldırım Bey ile irtibatımızı kurduk. Oradan Eskişehir’i yönetmeye başladık. Çünkü Eskişehir Sayın Başbakan’dan aldığı talimatlara bir süre uymadı. İsmini vermeyeceğim ikinci bir isim orada talimatı vermek suretiyle, Akıncılar Üssü’ne yönelindi, çünkü başka çare yok. Oradan uçuşları bir defa önlemeliydik oraya 12 bomba atıldı. O bombaların atılışıyla Akıncılar Üssü tamamen atıl hale gelmiş oldu. Helikopterler de kalkamaz hale geldi. “Bir bomba da ben yerim” endişesine kapıldılar ve uçuşlar oradan yapılamadı. Bu tabii ciddi bir rahatlama getirdi. Çünkü ağırlıklı olarak Eskişehir ve Akıncılar üzerindeydi. Fakat artık darbeciler bu noktada çökmüştü zaten.
Birlik beraberlik güçlendirilmeli
DEVLETİN BÜTÜN KADEMELERİNİ DAVET ETTİK: Uçaklarla, tanklarla, toplarla, helikopterlerle, bu işe inanmış, demokrasiye inanmış, ülkesinin istiklaline inanmış olanları sindiremezsiniz. Çanakkale’deki ruh neyse hamdolsun buradaki ruh da yeniden ayaklanmış kendini oraya bu şekilde koymuştur. Bundan dolayı bizim birliğimizi beraberliğimizi güçlendirmemiz lazım ve yarın (bugün) için Cumhurbaşkanlığı olarak bir açık davet sergiledik. Aslında herhangi bir protokol davetiyesi kimseye göndermiş değiliz. Sadece devletin bütün kademelerini, en üstten en alta kadar burada halkıyla bütünleşmeye, halkıyla beraber olmaya davet ettik. Onun için başta TBMM Başkanımız olmak üzere, Başbakanımız Sayın Yıldırım’a, ana muhalefet partisi Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’na, MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’ye Cumhurbaşkanlığı olarak yazılı daveti yaptık. İnşallah yarın (bugün) 17.00 itibariyle Yenikapı’da bir araya geleceğiz.
80 İLDEN İZLENECEK: Ama bu buluşmanın bir özelliği de şu olacak aynı anda İstanbul dışında 80 vilayette en büyük meydanlarda, halk toplanmak suretiyle dev ekranlarda bu miting izletilecek. Bu mitingimizin birliğimizi, beraberliğimizi çok daha pekiştireceğine inanıyorum.