Oyunculuk serüveni üç yıl önce menajeriyle tanışması üzerine başlayan Kubilay Aka mesleğindeki istikrarlı yükselişine devam ediyor. Vatanım Sensin dizisiyle oyunculuğa adım atan Aka, Çukur dizisinde hayat verdiği Celasun karakteriyle de en dikkat çeken isimlerin başında geliyor. Bu hızlı yükselişin kendini zaman zaman korkuttuğunu söyleyen Aka, “Dün neredeydim, bugün neredeyim dediğim oluyor. Bu bazen korkutuyor çünkü her şey çok hızlı oldu. Bu durumu kontrol edebiliyor muyum diye dışarıdan kendime de bakıyorum ve bu değişimi minimum seviyede tutmaya çabalıyorum” diyor.
Bugünlerde ilk başrol heyecanını yaşadığı Aşk Bu mu? Filmiyle de izlediğimiz genç oyuncu aşka, hayata ve hayallerine dahil samimi açıklamalarda bulunuyor. Miray Daner’le ilişkilerini ve ona olan aşkını her fırsatta dile getiren Kubilay Aka, “Aşk doğru kişiyle yaşadığın sürece dünyanın en güzel şeyi. Mesela şuan ben aşkı doğru zamanda, doğru kişiyle yaşadığım için çok mutluyum. Her insanla yaşanamayacak, sadece doğru insanla yakalanabilecek bir heyecan” diyerek bu durumun kendini daha çok güçlendirdiğini söylüyor.
Aşk Bu mu? ikinci sinema filmin nasıl bir deneyim oldu senin için?
Arif V 216’da oynadıktan sonra bu film ikinci filmim oldu. Ama benim için özelliği ilk başrol oynadığım bir film olması. Çekimlerimiz çok keyifli geçti, çok sıcak bir ortamımız vardı. Benim yine çok mutlu bir şekilde içinde çalıştığım bir işti.
Sence bu filmle hangi yönünü göstermiş oldun?
Bu filmde oynadığım Umut diğer oynadığım rollerden biraz daha kıvrak, esprili, sevecen ve tatlı bir tip. Profesyonel ve çok zeki bir hırsız. Aşık olduğu kızın hastalığını öğrendikten sonra ona yardım etmeye çalışan ve uğruna her şeyi feda eden biri. Yine bazı yerlerde bıçkın delikanlı yönü var ama genelde tatlı bir adam. Bu rolün de beni gelecek için farklı bir yere hazırladığını düşünüyorum. Filmdeki rol arkadaşım Afra Saraçoğlu’yla da çok iyi bir partner olduğumu düşünüyorum. Güzel bir enerji ve iletişim oldu aramızda. Umarım aramızdaki bu durum beyaz perdeye de yansır diye düşünüyorum.
Peki sizinki nasıl bir aşk hikayesi?
Filmde hem gülüp, hem ağlayıp hem de heyecanlanacaksınız. Çünkü çekerken bu duyguları ve fazlasını bize yaşatan bir film oldu. İnsanların izledikten sonra mutlu olacağını ve aşkım kıymetini, değerini bir kez daha anlayacakları bir aşk hikayesi. Aslında Yeşilçam filmlerindeki o imkansız aşk, zengin kız, fakir oğlan durumu var…
Aşkın acısı var, izi yok sözüne ne diyorsun? Sende izi olmayan acısı kalan şeyler oldu mu?
Bu aslında filmin genelini anlatan bir cümle… Bende çok şükür öyle acısı kalan hikayelerim olmadı. Zaten daha 23 yaşındayım. İnşallah da olmaz. Hiçbirimiz öyle el bebek, gül bebek büyümedik ama hiç acısını hissettiğim, dramatik bir olayım olmadı. Şu an çok mutluyum ve umarım böyle acılı olaylar yaşamam.
Aşk acılı bir şey mi sence?
Asla… Doğru kişiyle yaşadığın sürece dünyanın en güzel şeyi. Mesela şuan ben aşkı doğru zamanda, doğru kişiyle yaşadığım için çok mutluyum. Acının değil, mutluluğun izi var diyebilirim.
Miray’la (Daner) ilişkiniz başladıktan sonra aşka dair sende neler değişti?
Aşk büyük bir sorumluluk. Ama bir yandan da güzel ve özgürce yaşadığımız bir şey. Her insanla yaşanamayacak, sadece doğru insanla yakalanabilecek bir heyecan. Öyle insan önüne gelene aşık olamıyor ya da aşık olmak istiyorum deyince olmuyor. Aşk bu aralar beni daha çok motive ediyor. Kendimi çok güçlü ve mutlu hissettiriyor. Yapamayacağım dediğiniz bir şeyi aşık olduğunuz bir insanla yapma gücünü kendinizde bulabiliyorsunuz. Arkadaşınız, sırdaşınız, sevgiliniz, her şeyiniz olunca zaten aşk oluyor. Aşk bunları kattı.
Aşk sence filmdeki gibi her şeyin üstesinden gelir mi?
Kesinlikle… Aşk her şeyin üstesinden gelir çünkü iki kişi tek yürek olduktan sonra bence yapamayacağı bir şey yok.
"Evlilik ve evliyim demek benim için önemli"
Sen bayağı aşk adamıymışsın. Peki romantizm konuşundu da aynı mısın?
Onu karşı tarafa sormak lazım ama özel günleri atlamam, arada küçük sürprizler yaparım. Aslında romantiklik değil de karşımdakini mutlu etmeye çalışıyorum. Ben de çok kolay mutlu olabilirim. Karşımdakinden büyük isteklerim yoktur.
Evliliğe sıcak bakıyor musun? Bu senin için önemli mi?
Açıkçası benim için evlilik ve evliyim demek önemli. Bizim için bunları düşünmek için çok erken ama ileride yıllar sonra bir aile kurup çocuk sahibi olmak çok isterim.
Hayallerine ulaştığını ya da yaklaştığını düşünüyor musun?
İkisini de düşünüyorum. Her hayalime ulaştığımda yeni bir hayal kuruyorum. Kısmetse bütün hayallerime böyle tatlı tatlı ulaşmak istiyorum. Bunun için sürekli çalışıyor ve çabalıyorum. Küçüklükten beri en büyük hayalim oyuncu olabilmekti. Ama bunun için çok adım atmadım. Menajerim Ufuk Ergin’le karşılaştım ve bir şekilde şans kapım aralandı. Bunu da olabildiğince iyi değerlendirmeye çalıştım. İlk hedefim oyuncu olmaktı ama istiyorum dediğinizde hemen de oyuncu olunmuyor. Bunun için çok çabalanması gerektiğini ve öğrenilmesi gerektiğini, hiçbir zaman oldum dememek lazım onu gördüm. Aslında bir sonraki hayalim ve planım ne bilmiyorum. Çünkü sadece bu işi en iyi şekilde yapmak istiyorum.
Üç yıllık bir oyunculuk geçmişin var. Bu kadar kısa süre içinde hem kendini kabul ettirdin, sevdirdin, hem de başrole kadar yükseldin. Bu konuda neydi seni farklı ve şanslı kılan?
Üç yılda Çukur, Vatanım Sensin, Arif V 216 ve Aşk Bu mu? yapımlarında rol almak büyük şanstı. Çok güzel hocalarla ve oyuncularla çalışmak aslında beni şanslı kıldı. Bence enerjisel bir durum. Kalbin temizse hayattan neyi çağırıyorsanız size onu veriyor.
Bu hızlı yükseliş seni korkutuyor mu?
Dün neredeydim, bugün neredeyim dediğim oluyor. Evet bazen korkutuyor çünkü her şey çok hızlı oldu. Bu durumu kontrol edebiliyor muyum diye dışarıdan kendime de bakıyorum ve bu değişimi minimum seviyede tutmaya çabalıyorum.
Anı mı yaşarsın yoksa plan programın var mıdır?
Planlı olmak ve ne yapacağımı bilmek benim için önemli. Birkaç adım sonrasını görmek isterim. Belirsizlik ve kararsızlık hoşuma gitmez. Sadece ne insanları zorlamak, ne de zorlanmak isterim. Bir şeyi içimden geliyorsa yaparım gelmiyorsa yapmam.
"Feminen birini de, deli birini de oynarım"
Çukur dizisinde her karakterin olduğu gibi, canlandığın Celasun’da bir fenomen oldu. Senin de Celasun gibi deli dolu tarafların var mı?
Adanalıyım ben… Sinirli biri değilim ama sonuçta içimizde o bıçkın ve hırçın delikanlı var. Daha farklı rolleri oynamak isterim… Mesela bir deliyi ya da daha yumuşak bir adamı oynamak isterim. Kalıplaşmış bir rol şartım yok. Çok feminen bir karakteri de oynarım, çılgın ezber bozan bir rolü de… Çalıştıktan sonra hepsi içimden çıkar.
Bu bıçkın delikanlı rolleri ya üzerine yapışırsa?
Bundan korkmuyorum ve yapışacağını da düşünmüyorum. Çünkü normalde daha naif, sakin ve merhametli biriyim. Oyuncunun işi ne verilirse onu oynamak diye düşünüyorum.
Aynı zamanda müzikle de ilgileniyorsun. Hayko Cepkin’le yaptığın “Gamzendeki Çukur” düeti 70 milyon izlendi. Devamı gelecek mi? Var mı benzer projeler?
Söz yazmaya devam ediyorum. İlk şarkımın böyle ilgi görmesi çok çok mutlu etti beni. Hüsrana uğramamak çok büyük bir şeydi benim için. Şarkıyı dinleyen beğenen herkese tekrar teşekkür ederim. Aşk Bu Mu? Filmi içinde de izleyenleri bir sürpriz bekliyor. Çok güzel bir şarkı yaptık. Bakalım burada yorumumu beğenecekler mi? Elimde birkaç tane daha benzer parça var ama onları da özel günlerde, özel bir yerlerde söylemek istiyorum. Albüm yapma gibi bir hevesim yok ama özel bir günde istenirse neden söylemeyeyim…