SiyasetBakan Çelik zorunlu din dersinde ısrarlı

Bakan Çelik zorunlu din dersinde ısrarlı

10.03.2008 - 01:42 | Son Güncellenme:

Bakan Çelik, “Anayasa orada durduğu sürece, hiç kimse Din Kültürü dersini zorunlu olmaktan çıkaramaz. Hindistan veya Japonya’da olsaydınız, ders Budizm, Şintoizm ağırlıklı olurdu” dedi

Bakan Çelik zorunlu din dersinde ısrarlı

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, zorunlu din dersi konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği kararın eski müfredata dayandığını, müfredat yenilendiği için Danıştay’ın vermiş olduğu kararın da uygulanma imkânının olmadığını söyledi.
Kanal 7’deki bir programda açıklamalarda bulunan Çelik, Anayasa’nın 24. maddesinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olduğunu söyledi.
Çelik, “Şu andaki Anayasa’da hoşuma gitmeyen pek çok hüküm var. 1982 Anayasası’nın oylamasında ret oyu vermiş, yani mavi oy kullanmış birisiyim. Fakat, bu anayasa yürürlükte olduğu sürece seni de, beni de, yargı organlarını da, herkesi bağlar” dedi.

Haberin Devamı

Eski müfredat değişti
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasa orada durduğu sürece, hiç kimse şuradan buradan hareket ederek, bazı kararlar vererek, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini zorunlu olmaktan çıkaramaz. Ne zaman çıkarılır? Yasama organı anayasa değişikliği yapar, anayasa değişikliğiyle birlikte bu olabilir.”
“Anayasa değişikliği olacak mı?” sorusu üzerine “hayır” yanıtını veren Çelik şöyle konuştu:
“Danıştay’ın verdiği karar, 2005’teki iki davayla ilgili ve eski müfredata ilişkin. Eski müfredatta Alevilikle ilgili konular yer almamıştı. Oysa, müfredat değiştirildi ve yeni müfredatta Alevilik konusu da işlendi. Şimdi siz Hindistan veya Japonya’da olsaydınız, bu dersin içeriği Budizm, Şintoizm ağırlıklı olurdu, değil mi? Mayaların, İnkaların inançlarını öğretecek değiliz. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede öğretilen bir şeydir. Aleviler Aleviliği öğrenmek istiyorsa onlara Alevilik ile ilgili verilir, Sünnilik ile ilgili ne gerekiyorsa onun eğitimi verilir. Din eğitimi tercihe bırakılabilir ama, bu mahkemenin verdiği kararla zorunlu olmaktan çıkarmak mümkün değil.”
Çelik, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın türbanla ilgili üniversitelere gönderdiği yazı konusunda da, “YÖK Başkanı ‘Keyfi bir tutum takınmayın, bu çocuklara daha eziyet etmeyin’ demişse, CHP’nin keyfi yerine gelsin diye YÖK Başkanı’nın karşısında niye tavır takınayım ki” dedi.
Alevi örgütleri, Danıştay’ın kararının uygulanamayacağını savunan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile din konusunda yargının kendilerinden görüş sorması gerektiğini söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.

Haberin Devamı

Türban yorumu
Kanal 7’deki “Başkent Kulisi” programında türban tartışmalarıyla ilgili gelinen son noktayı değerlendiren Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, açık anayasa hükmü varken Anayasa Mahkemesi’nin yorumlarının geçerli olmayacağını söyledi. Durumun normalleştiğini, bundan şeref duyulması gerektiğini belirten Çelik, “Ek 17. maddeyi üniversiteler türban yasağı gibi yorumlamasaydı, böyle bir anayasa değişikliğine de gerek olmayabilirdi” dedi.
DTP’lilerin Kürtçenin resmi dil olarak okullarda okutulması yönündeki isteklerinin anımsatılması üzerine Çelik, farklı etnik grupların yaşadığı ülkelerde bunların tartışılmasının normal olduğunu kaydetti. Çelik, “Her insanın bir anadili olabilir, dünyaya gözünü açtığında, anne babasından öğrendiği bir dil olabilir. O dile karşı devletler olumsuz tavır takınmamalıdır. Onun öğretilmesi, öğrenilmesi yönünde setler, engeller koymamalıdır ama her ülkede bir resmi dil vardır ve o resmi dil, herkesin aynı zamanda ortak paydasıdır. Bizim durduğumuz yer burası” diye konuştu.