Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Binali Yıldırım, göreve geldiği günden bu yana terörle mücadele konusunda dikkat çekici açıklamalar yapıyor.
İstanbul’da katıldığı iftar programında “Terör örgütünün bugünlerde ‘biz görüşebiliriz, silahları bırakabiliriz, konuşalım’ gibi doğrudan, dolaylı haberleri geliyor. Onların uzantılarından bize böyle haberler geliyor. Konuşacak hiçbir şey yok” sözleri önemliydi.
Açıklamanın, hendek ve barikatlarla gündeme gelen kritik il ve ilçelerdeki operasyonların tamamlanmasının hemen ardından yapılması da dikkat çekiciydi.
Yıldırım’ın bu sözlerinin ardından HDP cephesinden de çeşitli açıklamalar ve iddialar geldi. Ancak hükümet cephesinde bu açıklama ve iddiaların yankı bulduğunu söylemek güç.
Aksine, terörle mücadele konusunda kararlılık mesajları net biçimde verilmeye devam ediliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Başbakan Yıldırım’ın mesajları gösteriyor ki başlatılan mücadelenin nereye kadar götürüleceği konusunda bir tereddüt söz konusu değil.
Yıldırım, net mesajlarını AK Parti’nin dünkü grup toplantısında da sürdürdü.
Yıldırım, sadece kamuoyuna açık programlarda değil, basına kapalı toplantılarda da benzer mesajlar veriyor.
Yıldırım’ın dün sabah, grup toplantısı öncesindeki mesaisi bu açıdan ilginçti.

Haberin Devamı

Sahura kadar süren görüşme

Yıldırım, devletin “görüşme günü” olan perşembe yerine, dün sabah saatlerinde önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, sonra da İçişleri Bakanı Efkan Ala ile bir araya geldi. Bu temaslardan hemen bir gün önce de Yıldırım ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında uzun bir görüşmenin gerçekleştiğini öğrendim.
Aldığım bilgiye göre, Cumhurbaşkanı ile Başbakan, Erdoğan’ın AK Partili vekillere verdiği iftarın ardından gece 01.00’e kadar süren, gündemdeki konuların da değerlendirildiği uzun bir görüşme yapmış.
Yıldırım, Erdoğan’ın yanından ayrıldıktan sonra ise AK Parti kurucularına bir sahur daveti verdi.
Burada yaptığı konuşmanın başlıklarından biri de yine terördü.
Yıldırım, sahurdaki konuşmasında da “Terörle mücadelede kararlığımız devam edecek” dedi.
Siyasi otoritenin kararlılık mesajlarının tonu yükseliyor.
Kuşkusuz bu kararlılığın sürdürülmesinde siyasi otorite, Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik bürokrasisi arasındaki uyum kritik önemde.
TSK, cumhuriyet tarihinde görülmemiş boyutta bir iç güvenlik harekâtında aylardır ön safta yer alıyor.
Bu açıdan moral motivasyonu da büyük önem taşıyor.
Bu noktada kulağıma gelen bir bilgiyi önceki gün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ın şehit yakınlarına verdiği iftarda yaptığı konuşmayla birleştirerek yansıtmak istiyorum.
Hatırlanacağı gibi, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, askerin ancak başbakan ve bakan izniyle soruşturulabilmesini düzenleyen tasarının TBMM Milli Savunma Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında, 2002’deki şehit sayısının azlığının anımsatılması üzerine, dikkat çeken ifadeler kullanmıştı.

Genelkurmay’a iletilen sitem

Işık, 2002 öncesini kastederek, “Şunu biliyoruz; Dağda 35-40 yıldır terörist var. Biz, operasyon emri verildiği halde ‘Şehit veririm’ endişesiyle operasyon yapılmadığı dönemi de biliyoruz. Bunlar sevabıyla günahıyla bizim tarihimizdir” demişti.
Işık’ın bu sözlerinin bazı çevrelerce maksatlı bir biçimde de köpürtülerek tartışılması üzerine emekli olanlar da dahil terörle mücadelede görev alan üst düzey bazı askerler rahatsızlıklarını Genelkurmay karargâhına iletmiş.
Genelkurmay’a bu rahatsızlıklar iletilirken siyasi otoritenin verdiği hiçbir görevden kaçınılmadığı vurguları ağırlık taşımış.
Gelelim Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ın önceki akşam şehit yakınlarına verdiği iftardaki konuşmasına.
Akar, konuşmasında “Şehitlerimiz sayesinde TSK, büyük başarılar gösteriyor. Onların sayesinde bugün teröre büyük bir darbe vuruldu. Bu konudaki mücadele bitmedi, devam edecek. Oraya arkadaşlarımızla yaptığımız ziyaretler sırasında görüşmelerimizde, konuşmalarımızda inanılmaz derecede vatan millet aşkıyla dolu olarak gözlerini kırpmadan her sabah şehit olabileceklerini düşünerek bunu da bile bile kendilerine verilen görevi vatanları için yaptılar ve sarsılmadılar. Sizler için ne yapsak azdır. Bunun farkındayız. Sizler artık TSK’nın anaları, evlatları ve kardeşlerisiniz” sözleriyle terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğinin altını çizdi.

‘Dün olduğu gibi bugün de...’

Akar’ın, konuşmasında yer alan bir cümle ise yukarıda sözünü ettiğim tartışmayla birlikte değerlendirilmeli.
Akar, konuşmasının bir bölümünde şu ifadeyi kullanıyor:
“Türk Silahlı Kuvvetleri, dün olduğu gibi bugün de kendisine verilen her türlü görevi, ülkesi için, milleti için kahramanlıkla, aynı tertipte, aynı düzende, gözünü kırpmadan yaptı.”
Öğreniyorum ki Genelkurmay Başkanı, bugün olduğu gibi ‘dün’ de terörle mücadelenin aynı kararlılıkla yürütüldüğünü vurgulama ihtiyacı duymuş. Bu vurguya konuşmada özellikle yer verildiğini duydum.
Terörle mücadeledeki kararlılığın her cephede büyük bir hassasiyetle vurgulandığı bir dönemden geçiyoruz.