ABD’nin başkan adayları kameralar önünde 2’nci kez karşı karşıya geldiler, tartıştılar.
Trump’ın “evli bir kadın için” ortalığa dökülen sözleri ve bunu merkeze alan “magazin ağırlıklı” yayınlar bir yana...
Hillary’nin bir söylemi Türkiye için çok önemliydi.
Hillary “Kürtlerin ABD için Suriye’de savaş partneri olduğunu” vurguladı.
“Başkan seçildikten sonra onları silahlandırmaya devam edeceğim” dedi.
...................
Hillary’nin Beyaz Saray’ın patronu olması -neredeyse- kesin.
Bu durumda “Türkiye-ABD ilişkilerinde serinliğin süreceği hatta daha da soğuyacağı” apaçık görülmekte.
Türkiye’ye göre “Kuzey Suriye’deki PYD kantonları aslında PKK’nın yönetiminde. PYD eşit PKK...”
O nedenle, “ABD’nin PYD’yi kollayan, onu silahlandıran, eğitim ve lojistik sağlayan, siyasi destek veren” tutumuna Türkiye net olarak karşı.
Bunu da her vesileyle gerek medya yoluyla kamuoyunda, gerek ABD yetkilileriyle her seviyedeki ikili temaslarında altını çizerek bildiriyor.
Amerika ise oralı değil.
Medya aracılığıyla ya da ikili görüşmelerde şu tavrı koyuyor:
“PKK başka, PYD başka... PKK, ABD’nin terör listesinde. PYD ise ABD’nin IŞİD’e karşı mücadeledeki kara kuvveti. PYD partnerimiz.
Silahlandırıyoruz, lojistik ve eğitim sağlıyoruz. “
Türkiye “PYD’ye verdiğiniz silahlar PKK tarafından Türkiye’de bize karşı kullanılıyor. ABD Türkiye’nin NATO müttefiki olarak, bize zarar veren bu durumu noktalamalı” diyor.
Buna karşılık ABD “Türkiye NATO’nun büyük gücüdür. Müttefikimizdir. Yararlarımız ortaktır. Türkiye’nin ABD dış politikasında önemli yeri vardır” diye başlayan “güzellemeler” yapıyor...
Ama...
“PYD’yi PKK’dan ayrı görmek” fay çizgisinde iki ülke arasındaki ilişkilerde patlama yapabilecek tehlikeli yürüyüşünü sürdürüyor.
...................
ABD başkanlık seçimleri nedeniyle Obama’nın “Suriye ateşindeki kestaneleri PYD’ye toplattığı, kendi askerini bölgeye aktif olarak göndermekten sakındığı”
gibi iyimser görüşler vardı.
Ancak...
Beyaz Saray’a en yakın aday Hillary’nin “PYD’yi daha da silahlandıracağız” mesajı artık “naif” beklentilerin yanlışlığını ortaya koymuştur.
Ankara ve Washington arasındaki makasın daha da açılacağı anlaşılıyor.
...................
Başika’daki TSK varlığını “illegal” ilan eden ve “çekilmesini isteyen” Bağdat yönetiminin arkasında İran’ın yanı sıra ABD’nin de olduğu
sır değil.
Her şey bir yana, İstanbul’da toplanan “Dünya Enerji Konferansı”nda Irak’ın yanı sıra İran da yok.
Neden?
Başkan Obama’nın bölgedeki özel temsilcisi Mc Gurk da açıkça “Irak’taki TSK’nın Bağdat hükümetiyle anlaşma olmaksızın bulunduğunu” söyledi.
...................
ABD, PYD’nin başını okşuyor, PKK diş gösteriyor.
Pazar günü de bunun insanlık dışı örneğini yaşadık.
PKK’nın Hakkari’deki son saldırısında 10’u asker, 5’i sivil olmak üzere 15 can kaybı...
Yüreklerimiz yandı.
“Daha da yanacak” kaygıları nedensiz değil.
...................
Türkiye bu durumda ilişkilerinin ısınmaya başladığı Putin Rusya’sına doğru bir yörünge kayması yaparak ABD’deki akıl tutulmasını önleyebilir mi?
Seslendirilmese de bu soru zihinlerde filizlenmekte.