Ergenekon iddianamesinde Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenol, Kuvayi Milliye Derneği Başkanı Fikri Karadağ ve emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin silahlı örgüt kurmak ve yönetmekle suçlandı
Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame dün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Mahkeme, ilk duruşma tarihini 20 Ekim 2008 Pazartesi olarak belirledi. Duruşmalar, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kompleksi’nde yapılacak ve sanık ifadeleri duruşma ertelenmeden aralıksız alınacak.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, iddianame üzerindeki incelemelerini dün tamamladı. İddianameyi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 170. maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığı yönünde inceleyen heyet, iddianamenin kabulüne karar verdi.
Buna göre, 14 Temmuz’da mahkemeye sunulan 86 şüpheli hakkında düzenlenen, 441 klasör ekleri bulunan ve 2 bin 455 sayfadan oluşan iddianameyle açılan dava, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Mağdurlar Danıştay üyeleri
İddianamede “ihbar eden” bölümünde, Ümraniye Çakmak Mahallesi Güngör Sokak’ta el bombalarının ele geçirildiği gecekondunun sahibi Mehmet Demirtaş’ın yeğeni Ali Yiğit’in babası, Şevki Yiğit’in ismi yer aldı. İhbar tarihi olarak da 12 Haziran 2007 kayda geçti.
İddianamede, “maktul” bölümünde avukat Alparslan Aslan’ın Danıştay baskınında öldürdüğü Danıştay 2. Dairesi Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in adı yer aldı. “Mağdurlar” bölümünde de Danıştay saldırısı sırasında olay yerinde olan dönemin 2. Daire Başkanı Mustafa Birden ve üyeler Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Ahmet Çobanoğlu’nun isimlerine yer verildi.
Tutukluluk hallerine devam
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, sanıkların sayısının çokluğunu dikkate alarak davanın Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kompleksi’nde yapılmasına karar verdi.
Gizli tanıklara özel bölme
Mahkeme ayrıca, sayısı 17 olarak bildirilen gizli tanıklar için de duruşma salonunda özel bölümler yapılmasını kararlaştırdı. 20 Ekim’de yapılacak ilk duruşmanın, tüm sanıkların dinlenmesi tamamlanana kadar süreceği ifade edildi.
İddianamede, soruşturmaya 12 Haziran 2007’de alınan bir telefon ihbarı üzerine başlanıldığı, ihbar değerlendirilerek İstanbul’un Ümraniye ilçesindeki bir evde 27 adet el bombası ele geçirildiği, el bombaları ile tespit edilen kişilerin yakalandığı belirtildi.
‘Ergenekon’ adını kendileri verdi
Soruşturmada Emniyet Genel Müdürlüğü’nün her yıl güncellenen terör örgütleri listesinde yer almayan örgütlenme biçimi, amacı ve faaliyetleri açısından bilinen terör örgütlerinden önemli farklılıklar gösteren, daha önce bir ceza davasına konu olmamış “Ergenekon” isimli terör örgütüne ulaşıldığı vurgulandı.
İddianamede “Ergenekon” örgütüne ilişkin şu bilgilere yer verildi:
“Türk tarihine ait önemli bir kavram ve bilinen Türk destanının da adı olan Ergenekon ile terör örgütü kelimelerinin iddianamede yan yana getirilmesi Cumhuriyet Başsavcılığımızın tercihi olmayıp, sözü edilen örgütün ele geçen yazılı dokümanlarında ‘Ergenekon’ olarak adlandırılmasının zorunlu bir sonucudur.”
‘Derin devlet’ kabul ettiler
“Soruşturma kapsamında ele geçen ‘İstanbul 29 Ekim 1999 Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma, Yönetim ve Geliştirme Projesi’ isimli dokümandan ve soruşturma evrakı genelinden Ergenekon terör örgütünün bu dokümanın yazım tarihi olan 1999 yılından da öncesine dayanan, gizli örgütlü faaliyet içinde bulunduğu, yönetici ve üyelerinin örgütü ‘derin devlet’ kabul edip dışa karşı da bu şekilde gösterdikleri anlaşılmıştır.”
‘Darbe yapacağız, fazla yatmazsın’
İddianamede “örgütün yapısı, üye sayısı, araç gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişliliği” başlığı altında şu görüşlere yer verildi:
“Ergenekon terör örgütünün hem eleman hem kadrolaşma hem devlete ait gizli bilgi ve belgelere rahatlıkla ulaşma, örgütün sahip olduğu çeşitli silahlar ve silahlı üyeleri örgütün en üst düzeydeki devlet görevlilerine suikast yaptırmak için suç işlemiş ve işlemeye meyilli birçok insanı kısa sürede bulup bu tür insanlara hayali misyonlar yükleyip suç işlemeye teşvik edip, gerektiğinde yüklü miktarlarda paralar taahhüt edip ülkeyi kaosa götürecek eylemler yaptırabildikleri, Danıştay suikastı ve bazı ünlü kişilere yapılacak suikastlar için yapılan para tekliflerinin de dosyada delillendirildiği, suikast yaptıracakları kişilere, ‘Yakında darbe yapacağız’, ‘Cezaevinde fazla kalmazsın’, ‘Hemen biz seni çıkarırız’ gibi vaatlerde bulundukları anlaşılmıştır.”
‘Arslan’ı azmettirdiler’
“Alparslan Arslan’ı da böyle bir ümitle suç işlemeye azmettirdikleri, bu konuda Arslan’ın müebbet hapis cazası almasına rağmen hala çıkma ümidi olduğunu ve bu ümidinin kısa sürede gerçekleşeceğini ifadesinde beyan etmesi de örgütün hem darbe amaçlarını hem de bütün eylem ve suikastları rahatlıkla gerçekleştirebilecek deneyim ve birikime sahip olduğunu gösterdiği gibi yeterli eleman araç ve gerek ile bilgi ve kapasiteye sahip olduğunu göstermektedir.”
‘Suikast silahları var’
“Ergenekon terör örgütünün hücre yapılanmalarında ele geçirilen patlayıcı maddelerin miktarı göz önüne alındığında bu miktarda patlayıcı maddelerin legal amaçlarla bulundurulmasının mümkün olmadığı ya da iddia edildiği gibi çöplükten alınacak kadar az olmadığı, miktar olarak Ergenekon terör örgütünün amaç ve faaliyetlerinde kullanmaya yetecek kadar bomba ve patlayıcı madde ile bunların mühimmatının bulunduğu görülmektedir. Suikast silahı olarak bilinen dürbünlü Kanas uzun menzilli nişancı tüfeğinin de örgütte bulunması örgütün belgelerinde yer alan ‘gerektiğinde suikast yoluna başvurulması’ amacıyla da örtüşmektedir.”