“Issız Adam”ın Alper’i Cemal Hünal ve kardeşi Kerem Hünal “Kayıp Armağan” adlı bir çizgi film hazırlığında. İki kardeşe Japon İmparatoru Meiji’nin II. Abdülhamid’e gönderdiği kılıç ilham vermiş
Issız Adam” ve “Asi”yle tanınan oyuncu Cemal Hünal, Topkapı Sarayı’nı gezerken gördüğü Japon kılıcının hikayesini kardeşi Kerem’e anlatıyor.
Cemal Hünal ve İngiltere’de Bournemouth Arts Institute’ta animasyon eğitimi alan Kerem Hünal bu hikayeden yola çıkarak fantastik bir çizgi film yaratmaya karar veriyorlar.
İkilinin 1,5 yıldır üzerinde çalıştıkları “Kayıp Armağan” adlı çizgi filmin 42 dakikası tamamlandı, geriye sekiz dakikası kaldı. 4-5 ay içinde bitecek filmin senaryosunu Cemal Hünal yazdı. Kurgusunu, yönetmenliğini ve animasyonunu Kerem Hünal yaptı.
Filmin seslendirmesini yapan isimler arasında Tuncel Kurtiz, Ali Poyrazoğlu, Pelin Batu gibi isimler var.
Hünal kardeşler şu sıralar filme sponsor arıyorlar. “Sponsor bulamazsak filmi internette yayımlayacağız veya DVD’ye basacağız” diyor Kerem Hünal.
Stunbull adlı animasyon şirketlerinin Nişantaşı’ndaki ofisinde buluştuğumuz Hünallar, Cemal Hünal’ın silah koleksiyonundaki kılıçlarla poz veriyorlar. Aktör olan Cemal Hünal ama kardeşi Kerem Hünal objektif karşısında abisinden daha rahat.
Çocukluk yıllarında ilişkiniz nasıldı? Sonradan birbirini keşfeden kardeşlerden miydiniz, baştan beri dost olanlardan mı?
Kerem Hünal: Cemal’le aramızda dört yaş fark var. En başlarda o yaş farkı daha fazla gibiydi, biz büyüdükçe fark kalmadı.
Ben 15, o 19 yaşındayken daha çok samimi olmaya başladığımız bir döneme girdik. Cemal normalde beni yanında götürmeyeceği bir tatile
“Hadi sen de gel ulan” diyerek çağırdı. O tatilden itibaren iyi dost olduk.
Daha önce ortaklaşa bir projeye imza atmış mıydınız?
Kerem H.: Stunbull adlı şirketimizle çok projeye başladık ama yatırımcılar çekildi, hiçbiri tamamlanamadı. “Kayıp Armağan” tamamlanmak üzere olan ve sponsor bulacağımıza inandığımız ilk projemiz.
“Kayıp Armağan”ın hikayesi nasıl başlıyor ve nasıl ilerliyor?
Kerem H.: Torajiro Yamada, Japon İmparatoru Meiji’nin II. Abdülhamid’e hediye ettiği kılıcı İstanbul’a götürmek üzere yola çıkıyor. Ege kıyılarına ulaştığında gemisine korsanlar saldırıyor ve kılıç çalınıyor. Samuray kanından gelen Yamada, II. Abdülhamid’e kılıcı bulacağına dair söz veriyor. Padişah Yamada’ya eşlik etmek için son yeniçerilerden Orhan’ı görevlendiriyor.
Hikayenin ne kadarı gerçek, ne kadarı hayal mahsulü?
Kerem H.: Bu çizgi film tarihi, fantastik bir film. II. Abdülhamid zamanında yeniçeri çoktan kaldırılmıştı mesela. Ama hikayenin yola çıktığı Japon kılıcı gerçek. Torajiro Yamada da Japon İmparatoru’nun iki kılıcı getirmesi için görevlendirdiği ulak. Hatta Yamada 12-13 yıl kadar İstanbul’da kalıyor. II. Abdülhamid’e ve Atatürk’e hocalık yapıyor, Japonca öğretiyor.
Sizin bu tarihi hikayeden nasıl haberiniz oldu?
Cemal Hünal: Kılıçlara ilgim var. Altı yıl kadar önce Topkapı Sarayı’nda bu kılıcı gördüm. Hikayesini merak ettim, öğrendikten sonra hikayeyi Kerem’e anlattım.
Kerem H.: “Yıllar önce bu kılıcı getirmişler, İstanbul’a samuray tadında adamlar gelmiş. Şu ana kadar adam gibi kullanılmamış yeniçeri konusu var. Biz bir samurayı ve yeniçeriyi bir araya getirip film yaratalım” dedik.
Cemal bey, “Kılıçlara ilgim var” dediniz. Koleksiyon yapıyor musunuz?
Cemal H.: Ateşli silah öncesinde kullanılan silahlar ilgimi çekiyor. Bıçak, kılıç, ok, yay, kama, mızrak... Bunlardan oluşan bir koleksiyona sahibim. İçlerinde yurtdışındaki bit pazarlarından ve Kapalıçarşı’dan,
Çukurcuma’dan satın aldığım antikalar da var, Avrupa’da müzeler için çalışan ustaların yaptığı röprodüksiyonlar da. Dövüş sanatlarıyla da ilgileniyorum. Üniversitede okurken Japonların kılıç kullanma sanatı iaido ve bedeni savunma sanatı jeet kune do’yu öğrendim.
“Havuçlu kekin tarifini bilmiyorum, öğrenmeyeceğim”
Cemal bey at biniyor, silah koleksiyonu yapıyor, mutfağa girmeyi seviyor. Hobileriniz aynı mı farklı mı?
Kerem H.: Çocukken Moskova Devlet Sirki’nde zorla bir atın üzerine bindirilip yüzlerce kişinin önünde ağlaya ağlaya tur atmıştım. Bu yüzden atlara Cemal kadar meraklı değilim. Hobim şu anda işim.
Yemek yapma konusunda abiniz kadar maharetli misiniz?
Cemal H.: Benim yokluğumda mecbur kaldı. “Asi”nin çekimleri için Antakya’da yaşamaya başladığımdan beri mutfağa giriyor.
Kerem H.: Ben evlenmeden önce Cemal’le dönem dönem birlikte yaşadık. Hem elinin lezzeti vardır hem de çok yaratıcıdır. Annemden, babamdan, Cemal’den bana geçmiş demek ki. Onları devamlı izliyordum zaten. “Bu yemeğe zencefil atmıştı, hatırladım” diye diye yemek yapmaya başladım.
Abinizin “Issız Adam”da yaptığı havuçlu kek meşhur oldu. Sizin usta olduğunuz bir yemek var mı?
Cemal H.: Ben o keki yapmayı bilmiyorum. Israrla da öğrenmiyorum. Öğrenmeyeceğim (gülüyor).
Kerem H.: Sahanda yumurtada iddialıyım. Babaannemin tarifiyle yapıyorum. Püf noktası tereyağ tam kızmaya başladığı an yumurtaları kırmak.
Cemal H.: 80 yılın tecrübesi var o sahanda yumurtada.
“Issız Adam’dan sonra facebook sayfası karıştı”
Abiniz “Issız Adam”la bir anda tüm Türkiye’nin konuştuğu adam oldu. O dönem abinizin telefonuna ulaşmaya çalışan kadınlar başınızı ağrıtmış mıydı?
Cemal H.: Kerem’in facebook sayfası karıştı o dönem.
Kerem H.: Cemal’in telefon numarasını öğrenmek için beni taciz ettiler, mesaj attılar. Birkaç tanesi o kadar ısrarlıydı ki yanlış numaralar vermek zorunda kaldım.