Reformlar Türkiye’yi son krizde korudu

Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye’nin 2002’den itibaren bankacılık ve mali sektörde hayata geçirdiği reformlar sayesinde, küresel krizde şu ana kadar kapsamlı bir finansal kriz yaşamadığını bildirdi. AB Komisyonu’nun aday ve potansiyel aday ülkelerin ekonomik kriterlerde AB’ye uyumunu inceleyen raporunda Türkiye için şöyle denildi:
“Son birkaç yıldır Türkiye güçlü bir istikrar programını başarıyla uyguladı. Bankacılık, kamu işletmelerinin yeniden yapılandırılması, özelleştirme, eğitim ve enerji dahil olmak üzere kilit alanlardaki yapısal reformlar Türk ekonomisine esneklik kazandırdı. Süren küresel kriz Türkiye’de reel ekonomiyi ciddi şekilde etkilese de düzenleme ve denetlemeyle ilgili daha önceki reformlar etkisini gösterdi ve şu ana kadar tam kapsamlı bir finansal kriz yaşanmadı.”

‘İstikrar sınavından geçti’
Küresel likidite darlığına rağmen Türkiye’nin uluslararası piyasalara yeterli erişime ve dış borç yükümlülüklerini rahat bir şekilde karşılamaya devam ettiği vurgulanan raporda Türkiye’ye ilişkin şu tespitlerde bulunuldu:
- Ekonomideki daralmaya rağmen özel sektör beklenenden daha iyi bir performans göstererek dış borçlarını başarıyla döndürebildi.
- Net hata ve noksan kaleminden giren 10 milyar euro, dış borçlanma ihtiyacının büyük bir kısmını karşıladı.
- Bankacılık sektörü, önceki yıllarda yapılan düzenleme ve denetleme çerçevesinde küresel finansal krize kayda değer bir direnç gösterdi.
- BDDK’nın stres testi, sektörün sağlam olduğunu ve yeni tehditlere iyi direneceğini gösteriyor.
- Türkiye sert ekonomik daralmaya rağmen makroekonomik istikrar sınavından büyük ölçüde başarıyla çıktı. Kriz piyasa mekanizmalarının işleyişini felç etmedi ve Türkiye işleyen piyasa ekonomisi olmayı sürdürdü.

Pazarları çeşitleniyor
- 2007’de toplam ihracatının yüzde 56’sını AB pazarına yapan Türkiye, geçen yıl komşularının payını artırarak bu oranı yüzde 48’e düşürdü. Türkiye AB pazarına daha az bağımlı hale geldi ve ticaretini çeşitlendirdi.
- Geçen yıl yüzde 75 olan Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarındaki AB payı bu yılın ilk 5 ayında yüzde 88’e yükseldi. Bu da AB ile Türkiye arasındaki karşılıklı güçlü ekonomik bağlılığı gösteriyor.


AB’nin beğendiği tablo

-Mali sektörde sermaye yeterlilik oranı 2009 ortasında yüzde 18 gibi, AB’nin yüzde 12 olan yasal sınırının hayli üzerinde, güçlü bir düzeyde kaldı.
-Geri dönmeyen kredilerin oranı bir yıl önceki yüzde 3 seviyesinden küçük bir artışla 2009 ortasında yüzde 4.9’a çıktı.