Adalet ve barış, hukuk ve insan hakları, demokrasi, küresel iklim krizi, rock, caz, klasik müzik, edebiyat, çocuk, mimarlık, opera, elektronik müzik, hip-hop, bilim kurgu, atçılık, deniz, teknoloji, yemek, dünya müziği... Kâinatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine Açık Radyo.
Ömer Madra yönetimindeki Açık Radyo, 94.9 frekansından “bağımsız” yayın yapıyor.
13 yıl önce İstanbul’da kurucu bir grupla yola çıkan Açık Radyocular, bugün geniş bir dinleyici ağına sahipler. Radyoya gönüllü program üretenlerin sayısı bini bulmuş. İtiraf etmeliyim benim Açık Radyo ile tanışmam “eş durumu”ndan oldu; Ayşe yıllardır “94.9 bağımlısı” olduğu için sabahları gazeteye gitmeden önce dinlemeye başladım. Hafta sonları “Açık Deniz”i keşfettikten sonra tutkum artarak sürüyor.
Açık Radyo 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile eşzamanlı olarak Dinleyici Destek Projesi’nin 5’incisini başlattı.
Pazar akşamı Sezen Aksu’nun katılımıyla (18.00’de) son bulacak canlı yayın maratonuna katılan dinleyiciler telefonla (0212/3434141’i arayarak) ya da internet üzerinden ( adresini tıklayarak) desteklerini sürdürüyorlar.
Bugün Demet Akbağ, Mor ve Ötesi, Şebnem Ferah radyoda olacaklar.
Görsel ve elektronik medyanın patlama yaptığı, iletişimin cep telefonları ve avuç içi bilgisayarları üzerinden gerçekleştiği, insanların küresel çağın mabetleri YouTube’larda buluştuğu internet dünyasında, “radyo günleri”ne dönüş akıntıya kürek çekmek gibi bir şey. Ömer Madra zoru başarıyor; Açık Radyo’yu, hem 20. yüzyılın ortalarında yazılı basından sonra yaygınlaşan bir haberleşme aracı olarak, “özgür” yayıncılık rotasından sapmadan götürüyor, hem de 21. yüzyılın “aktivist” ruhuna uygun biçimde, küresel ısınma başta, işgal, çatışma, savaş gibi tehditlerine karşı etkin bir mücadele veriyor.
Radyo üzerinden örgütlenen Küresel Eylem Grubu’nun “Kyoto’yu İmzala” kampanyası ve mitingi 2007’de ses getiren bir eylem oldu. Stüdyoda konuk olan bir dinleyicinin, “Hrant’ın öldürüldüğünü” Açık Radyo’dan duyunca, Madra’nın büyük bir üzüntüyle AGOS’a gideceğini duyurması üzerine kendisini sokağa attığını anlatması ilginçti.
Açık Radyo, “Başka bir dünya mümkün” diyenlerin sesi olma özelliğini yayınlarına yansıttıkça dinleyici sayısını da artırıyor. İnsan sevgisiyle, barışın diliyle, doğayı koruma bilinciyle, muhalif tutumuyla ve güzel müzikleriyle kendi “topluluğunu” oluşturması alkışlanacak bir başarı. Tilbe Saran’ın Oğuz Atay’ın “Tehlikeli Oyunlar” adlı romanından okumaları geçmişin “radyo tiyatrosu”nu canlandırdı.
Yakın gelecekte “Açık Televizyon” beklentisiyle, nice yıllara...