Milli Mücadele kumandanlarından Kâzım Karabekir’in “İstiklal Harbimiz” adlı eseri, iki cilt halinde toplam 1330 sayfa olarak Yapı Kredi Yayınları tarafından basıldı. Bu, üçüncü ve en özenli baskıdır. İlk defa 1960 yılında Türkiye Yayınevi tarafından basılabilen eser mahkemeye düşmüş, toplatılmış, yargılama sonunda beraat etmişti.
Karabekir’in “İstiklal Harbimizin Esasları” adlı küçük kitabının 1934’de toplatılıp yakıldığını, büyük kitabının ise ancak 1960’da yayımlanabildiğini düşünmek, bizde ‘resmi tarih’in nasıl oluştuğu hakkında bir fikir verir. “İstiklal Harbimiz”in ikinci baskısı Merk Yayıncılık tarafından 1988’de yapıldı; özensiz bir baskıydı.
YKY’nin yayını ise Karabekir’in el yazması orijinaline dayanıyor; yanlış okumalar düzeltildiği gibi, mükemmel bir dizin de eklenmiş. Ancak artık kitabın bir ‘mütemmiz cüz’ü haline gelmiş olan mahkeme safahatından hiç bahsedilmemesi, bu özenli baskının bir eksiğidir.
Savcının iddianamesi, bilirkişi raporu ve mahkemenin “Atatürk’e eleştiri var ama hakaret yok” diye özetleyebileceğim kararı kitaba eklenmeliydi. Bu eksiğine rağmen, özenli baskısından dolayı YKY’yi kutluyorum.
“Nutuk”tan farkı
Karabekir’in bu kitabı “Nutuk” gibi belgelere dayanır, “Nutuk”ta Atatürk Karabekir’i eleştirdiği gibi, bu kitabında da Karabekir Atatürk’ü eleştirir.
İki belgesel eser arasındaki bazı farklar:
- Atatürk’ün “Nutuk”u 19 Mayıs 1919’la başlar. Karabekir’in kitabının başlangıcı ise Mondros Mütarekesi’dir; Milli Mücadele’yi ilk düşünenin kendisi olduğunu, Mustafa Kemal ve İsmet Paşa’ları Anadolu’ya gelmeleri için ikna etmeye çalıştığını ileri sürer...
- Karabekir, Erzurum ve Sivas kongrelerini daha ayrıntılı, manda tartışmalarını daha kapsamlı olarak anlatır. Mustafa Kemal’in manda tartışmalarında politik davrandığını, doğrudan karşı çıkmadığını söyler. “Nutuk”’u okuduğunuzda ise, herkesin manda isteyip bir tek Mustafa Kemal’in bunu önlediği görüşüne varırsınız. Karabekir, İnönü’nün manda istediğini anlatır; Atatürk bundan bahsetmez.
- “Nutuk”ta ağırlıklı konu, Batı cephesidir, Karabekir Paşa’nın kumandasında yapılan Doğu Harekâtı ve doğu sınırımızın çizilmesine sadece 12. paragraf ayrılmıştır. Karabekir ise, Doğu Harekâtı’na ve dönemin olaylarına 200 sayfa ayırır, Mustafa Kemal’in bu harekâtı beş ay süreyle geciktirmesini eleştirir. “Nutuk”ta Bolşeviklerle ilişkilerden, Rus yardımından, sol akımlardan bahsedilmez. Karabekir’in kitabı ise konularda adeta birincil kaynaktır. Kürt meselesi de Karabekir’de daha geniş anlatılmıştır.
- “Nutuk”a göre, milletler ‘kudreti sarsılmaz bir reis’in yönetiminde başarıya ulaşabilir. Karabekir ise ‘tek adam’ anlayışını eleştirir. “Nutuk”ta ‘inkılap ve teceddüt’ heyecanı vardır. Karabekir ise Kemalist otoriteyi eleştirir, ekonomiye öncelik verir.
- “Nutuk”ta Atatürk, inkılapcı tek parti rejimi ile ‘ilim ve fennin son esaslarına müstenit, milli ve asri bir devlet’ kurulduğunu coşkuyla anlatır, muhaliflerini ağır bir dille suçlar. Karabekir ise “İstiklal Harbimiz”de “İstiklalini kazanan Türk milleti hürriyetini pek feci tarzda kaybetti” diye yakınır. (Cilt 2, sf. 1271, dn)
Çeşitli açılardan bakmak
İki eser arasındaki bakış ve içerik farkları çok uzun bir liste oluşturabilir ve ancak mukayeseli okumayla tam anlaşılabilir. Hangisi haklı sorusu ‘tarih bilimi’ açısından yanlıştır. Çünkü tarih felsefecisi Leon E. Halkin’in belirttiği gibi, tarihçi yargıç değildir; yargılamaz, anlamaya ve tasvir etmeye çalışır sadece.
Fakat şu muhakkaktır: Milli Mücadele ve inkılap tarihini mukayeseli okumak, bize bugünkü olaylara da geniş açılı bakma melekesini kazandırır. Onun için “Nutuk”la beraber “İstiklal Harbimiz”i, İnönü, Rauf Orbay, Cebesoy, Kazım Özalp gibi liderlerin anılarını ve son zamanlarda gelişen akademik tarih araştırmalarını okumak lazımdır.
Aslında liderlerin bu eserleri ‘kaynak eser’lerdir ve okumak belli bir ön birikimi gerektirir.