Bir beynimiz var.. Düşünebiliyor, karşılaştığı olayları değerlendiriyor, yeni fikirlerle tanışıyor, öğrenebiliyor..Bu yüzden de insan değişebiliyor. Dünya görüşü değişebiliyor, imajını değiştirebiliyor.Recep Tayyip Erdoğan değişmiş olabilir mi?Hiç kuşkusuz evet, değişmiş olabilir..Yaşadıklarından dersler çıkarmış olabilir.. Zaman içinde başka dünya görüşlerinin de olduğunu farketmiş, onları değerlendirmiş ve eskisinden tamamen uzaklaşmış olabilir.Peki Recep Tayyip Erdoğanın değişmiş olduğuna inanmakta neden güçlük çekiyoruz o zaman?Bunun bir tek nedeni var.. Recep Tayyip Erdoğanın kendisi...Kuşkuyu arttıran ve inanmayı güçleştiren en önemli neden geçmişte savunduğu görüşün içinde yer alan ve bu görüşü savunanlarca meşru bir davranış olarak kabul edilen bir tür "makyavelizm".. Amaca ulaşmak için izlenecek her türlü yolu mübah gören Makyavelin adıyla anılan bir davranış biçimi..Hasan Cemalin, varlığını herkese hatırlattığı ve Türk siyaset literatürüne soktuğu bir tek kelimeyle ifade edilebilecek bir makyavelizm: Takiye..Sözlükler kendini korumak ve sakınmak için gerçek niyetini / mezhebini / dinini gizlemek olarak tanımlıyor bu kelimeyi. İslamiyet tarihi içinde yer alan, meşruiyeti kabul edilen bir davranış biçimi bu..Recep Tayyip Erdoğanın islamiyeti referans alan bir siyasi gelenekten geldiğini biliyoruz. Daha önceleri defalarca açıkladığı gibi şeriat düzeninin getirilmesinden yana, laikliğe karşı, herkesin islami kurallara göre yaşayacağı bir siyasi düzen istiyordu.. İnsan zaman içinde değişebilir mi? Hiç kuşkusuz evet, değişebilir. Bu insan doğasının bir özelliği.. İnanılırlığı defolu Recep Tayyip Erdoğanın inanılırlık sınavındaki defosu burada yatıyor.. Gerektiğinde papaz elbisesi bile giyebileceğini söyleyebilen birisi, şimdi değiştiğini söylüyorsa acaba bu bugün öyle söylemesi gerektiğini düşündüğü için mi, yoksa gerçekten değiştiği için mi?Yanıtını kendisinden başka kimsenin bilmediği, bilemeyeceği bir soru bu.Peki Recep Tayyip Erdoğan neden değiştiğini herkese açıklamak ve ikna etmek zorunda mı?Hiç kuşkusuz böyle bir zorunluluğu yok.Söylediklerine inananların varlığı ona yetiyor olabilir. Ama eğer Recep Tayyip Erdoğan, Türkiyeyi yönetmeye talipse neden değiştiğini, nasıl değiştiğini iyice açıklamak zorunda. Eski görüşleriyle yeni görüşleri arasındaki farkı ortaya koymak durumunda..Bu herşeyden önce sıkı bir özeleştiri gerektiriyor.. Nasıl değiştiğini anlamamız için neden değiştiğini bilmemiz gerekiyor..Eski görüşü çağ dışı mıydı, baştan sona hatalı mıydı, yoksa yanlışlarının yanısıra doğru yönleri de var mıydı? Bunlar nelerdi? Yeni savunduğu görüş ile eski görüşlerinin arasındaki en temel farklar nelerdir? Türkiyenin laik - demokratik Anayasal düzeni ile ilgili olarak eskiden söylediklerinden neden vazgeçti?Sorun Erdoğanın kendisinde derken bunu kastediyorum. Erdoğan, soyut bir "değiştim" söylemi içinde.. Ve bu konuyla ilgili sorulara dün de hep olduğu gibi geçiştirmeye yönelik yanıtlar verdi.. Yanıtlar öyle olunca bu "değiştim" ifadesinin de takiye olup olmadığında insanlar kuşkuya düşüyor.. mehmet.yilmaz@milliyet.com.tr Nitekim, dün gazetemizde de yer alan 1995 yılında yaptığı bir konuşmada bunu açıklıkla söylüyor. Daha da ileri gidiyor, bu amacına ulaşmak için takiyeye başvurmaktan sakınmayacağını, "gerekirse papaz elbisesi bile giyebileceğini" söylüyor.