30 gramlık kalp pili 2 grama indi

Teknolojideki baş döndürücü gelişme, kalp hastalıklarının tedavisinde yeni bir uygulamayı hayata soktu. İnsan sağlığı için teknolojinin her geçen gün daha çok kullanılmasıyla, kalp pillerinin boyutları da oldukça küçüldü. Eskiden 30 grama kadar çıkabilean kalp pilleri günümüzde 2 gram ağırlığa kadar düştü. Yeni kablosuz minyatür piller, eski sistemlerden farklı olarak kasıktan yerleştirilirken, küçük batarya doğrudan kalbin sağ karıncığının uç bölgesine yerleştirilerek sabitleniyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Duhan Fatih Bayrak, bu minik pillerin farklı takılma tekniği ve kablosuz olması nedeniyle girişim komplikasyonlarında önemli ölçüde azalma sağladığını belirtti.

‘Pil taşıdığını unutacak’

Doç. Dr. Duhan Fatih Bayrak, “Kasıktan girilerek yapıldığından, eski teknikte ortaya çıkan göğüsteki yara izi olmamakta ve eski sistemlerde cilt altına yerleştirilen batarya da olmadığından hasta bir süre sonra pil taşıdığını neredeyse unutabilmekte ve kişiler hastalık psikolojisinden uzaklaşabilmektedir” dedi. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) onayladığı bu yeni sistem henüz tüm hasta gruplarında rutin olarak uygulanmıyor. Özellikle 70 yaşın üzerinde, kalbinde ciddi yavaşlama olup sadece kalbin karıncığından uyarı ihtiyacı olan hastalara öneriliyor. Teknik olarak her yaş grubuna uygulanabilir özelliğe sahip bu cihazın ileride tüm kalp pili hastalarında rutin olarak uygulanacağının tahmin edildiğini belirten Bayrak, “İşlem sadece bu konuda özel eğitim görmüş sertifikalı kardiyologlar ve girişimsel kardiyak elektrofizyoloji uzmanları tarafından uygulanabilmektedir” diye konuştu.

45 dakikada takılıyor

Doç. Dr. Bayrak minik pilin dünyada bugüne dek binin üzerindeki hastada uygulandığını belirtirken, 2 gram ağırlığındaki pilin hastaya takılmasının yaklaşık 45 dakika sürdüğünü ekledi. Hastanın 24 saat içerinde normal yaşantısına döndüğünü vurgulayan Doç. Dr. Duhan Fatih Bayrak, “Küçük boyutlu olmaları ve hastaların normal kalp pili hastalarına yasak olan MR gibi işlemlere girebilmelerini sağlamalarından dolayı kardiyolojide devrim olarak görülmekte” dedi.