Meclis Darbeyi Araştırma Komisyonu 11. Cumhurbaşkanı Gül’le çeşitli sorular sormuş..
Mesela..
- FETÖ örgütlenmesi hakkında istihbari bilgi aldınız mı?
- MGK toplantılarında, ‘Fetullah’ ön adıyla başlayan illegal yapıya dair bir husus gündeme getirildi mi?
- 2004’te Faruk Loğoğlu eliyle Amerikalı yetkililere bir mektup gönderdiğiniz ve mektupta Gülen’i eğitimci sıfatıyla methettiğiniz iddialarına açıklık getirir misiniz?
Gibi çeşitli sorular sormuşlar..
Ama bence önemli konuyu atlamışlar.. O soruyu sormamışlar..
***
Asıl soru şu olmalıydı..
Alparslan Altan’ı kimin önerisi, kimin ricası, kimin aracılığıyla tanıyıp Anayasa Mahkemesi üyesi yaptınız?
Meselenin önemi şurda..
Alparslan Altan Anayasa Mahkemesi’nde raportör olarak çalışırken 26 Şubat 2010 tarihinde Denizcilik Müsteşarlığı Müsteşar Yardımcılığı görevine atandı..
Bu görevde 31 gün kaldı..
31 gün sonra 11. Cumhurbaşkanı Gül tarafından ‘devlette üst düzey yönetici’ kontenjanından Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine getirildi..
12 Eylül referandumuyla mahkemenin üye sayısı artınca otomatik olarak Anayasa Mahkemesi üyesi oldu..
Bir yıl sonra Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliği’ne seçildi..
***
15 Temmuz darbe girişiminden bir gün sonra FETÖ’cü olmak suçlamasıyla gözaltına alındı..
Beş gün sonra tutuklandı..
20 gün sonra meslekten çıkarıldı..
Demek ki; Fethullahçı olduğu biliniyormuş..
***
Altan gerçekten FETÖ’cüyse, bunca Fethullahçı devlete nasıl sızdı diye merak ediyoruz ya, alın size somut örnek..
Dün 08.18’de geceydi
Hava 08.19’da aydınlanmaya başladı..
Öğrenciler çoktan ders başı yapmıştı.. Kendileri sınıftaydı ama vücutları uyuyordu..
Çünkü daha sabah olmamıştı!..
***
Defalarca yazdım.. Bu konuda kaçıncı yazım, sayısını unuttum.. Veliler şikâyetçi, öğretmenler şikâyetçi, öğrenciler şikâyetçi, servis şoförleri bile şikâyetçi..
Milli Eğitim Bakanı’ndan hâlâ ses yok..
***
Bakan, bi sabah servis aracına binse.. O servisle birlikte öğrencileri toplayarak okula gitse.. Yolda otobüs bekleyen öğrencilerin halini görse.. Serviste uyuklayan çocuklarla karanlık sabahı yaşasa.. Sonra zifiri karanlıkta başlayan derse girse.. Çocukların halini görse..
Sesi çıkar mı?
Milletvekillerine üç sorum var
Meclis Komisyonu anayasa maratonuna başladı..
İki gündür konu daha iyi anlaşılsın.. Kafalarda soru işareti kalmasın diye milletvekillerine çeşitli sorular soruyorum..
Bugünkü konumuz şu.
Cumhurbaşkanı’na üst düzey görevlilerin atanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme.. Kamu kurum ve kuruluşlarının, kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarını kararnameyle belirleme yetkisi verilmek isteniyor..
Ne demek bu?
Cumhurbaşkanı devletin yapısını istediği gibi şekillendirecek.. İstediği kurumu kapatacak, istediği kurumu yetkilendirecek, istediği kişiyi istediği göreve getirebilecek demek..
Şöyle düşünelim.. Diyelim ki cumhurbaşkanı seçilen kişi kendi anlayışına göre devleti şekillendirdi..
Beş yıl sonra başka bir cumhurbaşkanı geldi.. Sil baştan yaptı.. Kendi anlayışına göre tüm kurum ve kuruluşları yeniden dizayn etti.. Üst düzey atamaların kurallarını değiştirdi.. Beş yıl sonra bir başkası cumhurbaşkanı seçildi, o da devleti dizayn etmeye soyundu..
***
Gelelim sorularıma..
BİR: Beş yılda bir tüm kurum ve kuralları değişen devlete devlet denir mi?
İKİ: Yazboz tahtasına dönen devlet kurumları verimli olabilir mi?
ÜÇ: Bir kişinin bütün devleti istediği gibi dizayn etmesi doğru mu?