11.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Fisun Yalçınkaya
“Güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. Bana, ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından kendime ‘Nesin’ soyadını aldım. Herkes “Nesin?” diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim, istedim.” Aziz Nesin kendi anlatısıyla soyadını böyle bir düşünceyle seçmiş, hayatını da ismini adadığı gibi düşünceye adamış bir yazar, eğitimci, düşünce insanı...
Tophane’de bulunan Tütün Depo’su 16 Temmuz’a dek doğumunun 100. yılı etkinlikleri çerçevesinde Aziz Nesin’i anlatan bir sergiyi ağırlıyor. Nesin Vakfı tarafından organize edilen ‘Ömrüne Sığmayan Adam: Aziz Nesin 1915-2015’ başlıklı sergi, vakıf arşivlerini görünür kılıyor. Serginin küratörü Işın Önol’la Aziz Nesin’i konuştuk.
Bu kadar geniş bir arşivden nasıl bir çıkarım yaptınız?
Bu bir buçuk yıllık bir çalışmanın ürünü. Ama gerçek bir Aziz Nesin sergisi yapmak için 10 yıl çalışmam gerekirdi biliyorum. Şansım 1999’dan beri vakıfla ilişkide olmaktı. Bu sergi için bir de belgesel hazırladık. Fatih Pınar ve Burcu Kolbay tarafından hazırlanan, Nesin Vakfı öğrencileri ve çalışanlarıyla yapılan video - röportajları temel alan ‘Aziz Nesin Yaşıyor’ belgeseli de sergide gösteriliyor.
Belgesel hazırlama süreci nasıl oldu?
Fatih Pınar ve Burcu Kolbay’ı ilk davet ettiğimde, “Çok teşekkür ederiz, ama koskoca Aziz Nesin, nasıl altından kalkarız?” dediler. Ama ben de dedim ki “Benim için de koskoca Aziz Nesin”. Bir kere şuna karar verdik, biz geri çekileceğiz her şeyi o anlatacak.
Sergide baştan sona tüm metinler Aziz Nesin’in metinlerinden derlenerek yazılmış; bu çok ilginçti.
Evet, her şeyi kendi metinlerinden anlatıyoruz. Onu bugünün bakışıyla belli bir politik ortamda bir yere oturtmaya da çalışmadık. Çünkü bugün olsa nerede duracağını kestirmek de mümkün değil, paradigmalar da çok değişti. Ama buradan şunu görmek mümkün, bugün birçoğumuz Türkiye nereye geldi diye karamsarlığa kapılsa da daha önce yaşananlara baktığımızda onların da bu yaşananlardan çok uzak olmadığını görüyoruz. Bu insanın hayatı boyunca çektiklerine, yaşadığı sürgünlere, arkadaşlarının öldürülmesine baktığınızda düşünce özgürlüğünün hiçbir zaman güllük gülistanlık yaşanmadığını görüyoruz.
Sanat köyü kuruluyor
Küratör Işın Önol, Nesin Vakfı’nda sanat köyü başlatacaklarını söylüyor: “Sanat köyü matematik köyü gibi Şirince’de temmuz ayında düzenlenecek. 17 - 21 yaş arası gençlere yönelik olacak. Sanat eğitimi Türkiye’de hep şikâyet edilen bir alan. Biz de nasıl olmalı sorusundan yola çıktı.”