Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önce şunu söylemek isterim; Cengiz Semercioğlu’nun Can Yaman röportajı son zamanlarda beni en çok eğlendiren metinlerden biri olmuştu. Sadece “Oyuncular ikiye ayrılır; libidosu olanlar ve olmayanlar” özlü sözü değil, bir dizi altın değerinde cümle vardı içinde.

“Erkenci Kuş”taki karakterinin nasıl görünmesi gerektiğini senariste tarif ederken kullandığı “Adam yürüyen cinsellik, görsel şölen olmalı” tanımı olsun, Javier Bardem’in derneğinin gecesinin reklamı için kendisine ihtiyaç duyduğuna olan inancı olsun, gerçekten insanın önce gülüp sonra da “Yok mu bu çocuğun onu seven bir arkadaşı, otursun beraber bir çay içsin, derdini dinlesin, belli ki bir sıkıntısı var” diyesi geliyor.

Öte yandan, dizideki rol arkadaşlarından Ceren Taşçı’nın da sosyal medya hesabından isyan ederek yazdığı gibi kadını konumlandırdığı yerle ilgili öyle fena ipuçları veriyor ki tam gülecekken tadınız kaçıyor. “Takıcı sevgilim vardı o zaman, onu Kapalıçarşı’ya gönderip kendi paramla takı aldırırdım” diyor mesela. “Beraber seçerdik” değil, “Benim için alırdı” değil, “gönderiyor” kadını parasını verip.

Ya da bir dizi tutmuyorsa sebebi kadın oyuncunun libidosu oluyor. “Bu insanlar gerçekten sevişiyor mu?” diye düşünmeliymişiz izlerken. Oyunculuk diye bir şey belli ki sözlüğünde mevcut değil, bari klişelere sığınsın, iki oyuncunun arasındaki uyumdan söz etsin, “Enerjimiz tuttu” dese razı olacağım, o derece. Ama yok, bütün sorumluluk jönün karşısındaki kadının libidosunda! Kendisinde elbette değil, erkeğin libido sorunu mu olurmuş?

Şaka nedir, taciz nedir



Bu dediklerinin içinde taşıdığı tacizkâr anlamları hatırlatmak, tam da şu sıralar Hollywood’dan başlayarak dünyayı saran “MeToo” hareketinden dem vurmak nafile belli ki.

Duymazdan gelelim desen, sosyal medya izin vermiyor, “libido” sözcüğü hiç bu kadar çok cümle içinde kullanılmamıştı. Genco Erkal bile “Libido yerine beyni var mı onu tartışsak” diyerek konuya dahil oldu.

Ama tam konu sündü, aktörümüzün saçma cümle kotası da doldu derken, Bay Yaman İspanya’da katıldığı bir yayında altın vuruşu gerçekleştirdi. Çok ‘mükemmel’ göründüğünü düşünüp “Bu dünyadan olduğunu anlamamızı sağlayacak bir şeyler anlatabilir mi? diyen kadın izleyiciye “Arka odaya geçelim, göstereyim” dedi. Çevirmen utandı çevirmeye. Yetinmedi, “Nasıl bir gösteri bekliyor?” diye sordu, hani “Pantolonunu indirsin” dese yapacak adeta ve bu onun bu dünyadan olduğuna dair bir gösterge sayılacak! “Gelsin yakınıma dokunsun isterse” dedi, kadın gelmedi, bitmedi, “Ben ona bir fırsat verdim” dedi.

Şimdi bu kadın “Bu adam beni taciz etti” dese “Daha neler, şaka yaptım” olacak değil mi cevap? Zaten menajerinden bunun “Spontane gelişen bir espri” olduğuna dair açıklama geldi bile. Gelgelelim hiç komik değil. Gerçek hayatta sokakta adamın biri size “göstermek” isterse buna gülmezsiniz. Söyleyenin Can Yaman olması durumu hoş kılmıyor. Ve o yayında, o kadar insan izlerken yapılabilen rahatsız edici “şaka”lar silsilesi, setlerde tacize uğradığını söyleme cesareti bulan kadınların kapalı kapılar ardında neler yaşıyor olabileceğine dair bir fragman. Üstelik o kendisine dokunmanın gerçekten bir “fırsat” olduğuna inanıyor. Pek çok başka ünlü aktörümüz gibi. Bir daha şikâyetçi olan kadınları şakadan anlamamakla suçlarken aklınızda bulunsun.