15 Temmuz darbe girişimi-nin ardından FETÖ’ye karşı başlatılan mücadele bütün hızıyla sürüyor.
Bu mücadelenin bir ayağı FETÖ’cülerin kamudan ayıklanması.
OHAL ilanının en önemli nedenlerinden biri, yürütülen soruşturmalardaki gözaltı süreleri ve kamudan ihraçlar.
Ancak son dönemde hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan, mağduriyet yaratılmaması için azami özen gösterilmesi konusunda uyarılarda bulunuyor.
Mağduriyetlerin önlenmesi için Başbakanlık koordinasyonunda, valiliklerde kurulların oluşturulması da gündemde.
Bunun yanı sıra OHAL’in uzatılıp uzatılmayacağı da tartışılan bir başka başlık.
Tüm bunların yanında Fetullah Gülen’in ABD’den iadesi konusu da halen bir sonuca bağlanmış değil.
Söz konusu üç başlığı bir süredir ABD’de kritik temaslarda bulunan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş ile konuştum.
ABD’de İç Güvenlik Bakanı başta olmak üzere birçok önemli görüşme yapan Kurtulmuş, Gülen’in iadesi, FETÖ’cülerin propaganda çalışmaları konularında ABD’den şu izlenimlerle döndüğünü anlattı:
‘Gülen’in faaliyetlerini engelleyin’
“Bizim sürekli her platformda darbeyi ve nasıl savuşturulduğunu anlatmamız lazım. Bunu ABD temaslarımda da gördüm. Çünkü FETÖ’nün yurtdışında etkili bir propaganda mekanizması var ve bunu belli çevrelerde çok etkili biçimde kullanıyorlar. Amerika’da seçim arifesinde olunmasının Gülen’in iadesi konusunda olumsuz bir durum yarattığı açık. Ben, ABD’deki bütün resmi görüşmelerimde de İç Güvenlik Bakanı ile görüşmelerimde de, ‘ya bunu bize iade edin ya da tutuklayın’ dedim. Türkiye’nin yaklaşımı belli. Karşılıklı suçluların iadesi anlaşması gereği bu bizim hakkımız dedim. Bunun bir süre alacağını biliyoruz, ancak esas mesele ne kadar süre aldığı değil, iyi niyetli bir çabanın olup olmadığı. Biz ABD’li resmi otoritelerden bir niyet beyanı, samimi bir niyetle bu yargı sürecini başlatma konusunda bir niyet bekliyoruz. Şu anda maalesef bunu göremiyoruz. Ancak her görüşmemizde çok ciddi mesafe aldığımızı görüyoruz. Kaldı ki bu adam hâlâ orada oturarak Türkiye’ye karşı aleyhte propaganda yapmaya devam ediyor. ABD olarak bunu vermiyorsunuz, ‘mahkemenin işi’ diyorsunuz ama hiç olmazsa bu adamın Türkiye’ye karşı faaliyet göstermesinin önünü kesin. Bu siyasi kararla olabilecek bir şey. Bu bir niyet meselesi ve bu iyi niyeti henüz ABD’den göremiyoruz.”
Kurtulmuş, özellikle Yenikapı Mitingi ve siyasetteki birlik görüntüsünün ABD’lileri çok etkilediğini, darbe girişimiyle ilgili senaryoların önünü bütünüyle kestiğini gözlemlediğini de vurguladı.
‘OHAL’i uzatma kararı henüz gündemde değil’
Kurtulmuş, muhalefetin OHAL’in 3 ay daha uzatılacağına yönelik iddialarını anımsatmam üzerine de şunları kaydetti:
“Henüz bu konu hükümetin gündemine gelmedi. Ama çok ciddi bir mücadele veriliyor. Bu mücadele tamamlanana kadar bu süreci sürdüreceğiz. Ümit ediyoruz, inşallah olağanüstü hal uygulamasını uzatmaya gerek kalmaz. Ama esas mesele mücadelenin tavizsiz devam ettirilmesi. Bakalım önümüzdeki günlere. Yapılacak daha çok iş, alınacak daha çok karar var. Ancak hükümetin gündemine uzatma kararı henüz gelmiş değil.”
‘Yüzde 1 değil ama bir kişi bile önemli’
Kurtulmuş, kamudan haksız biçimde çıkarılan çalışanların mağduriyetleri ve sürecin cadı avına dönüştüğü eleştirileri konusunda da şu yanıtı verdi:
“Bu işle irtibatlı olmadığı anlaşılan askerlerin birçoğu gözaltından sonra bırakıldı. Dolayısıyla, esas konu diğer memur gruplarıyla ilgili. Buradaki mağduriyetler titizlikle değerlendirilecek. Çok büyük oranlarda bir mağduriyet olduğu kanaatinde değilim. Bizim de yakın çevremizden şikâyetler geliyor. Hakikaten bu işlerle hiçbir irtibatı olmayan, yakın çevremizden, üniversitelerden, bu işle hiç ilgisi olmayan, ancak topun ağzına gitmiş arkadaşlar var. Ama hâlâ kanaatim odur ki; evet yanlışlıklar yapılmış mı yapılmış ama binlerce on binlerce işlem yapılıyor. Tabii ki görevden aldığınız her bir insanın hayatı söz konusu. Bir kişi bile olsa çok önemlidir, ancak toplama baktığınız zaman sayı azdır. Yüzde 1 bile olsa çok önemli, bu mağduriyeti gidermemiz lazım. Rakam vermek istemem ama yüzde 1 değildir. Az bile olsa düzeltilmesi şarttır. Şurası kesin, muhalefetin iddia ettiği gibi bir cadı avına çıkılmış falan değil ama haksızlık yapılan insanlar olduğu anlaşılıyor. Bunlar tekrar gözden geçirilecek. Bu durumda olanlar hepimizin vicdanını çok rahatsız eder.”
‘Üst düzey kriptolar gizleniyor’
FETÖ’ye yönelik soruşturmalarda ne kadar yol alınabildiği de bir başka başlık. Kurtulmuş, soruşturmalarda ne kadar yol alındığı konusunda da şunları söyledi:
“Sayılardan daha ziyade örgütün içerisinde çok ciddi şekilde rolü olan, üst düzeyde etkisi yetkisi olan, çok sayıda kriptonun, sağda solda hâlâ gizli kaldığını düşünüyorum, asker-sivil. Bu yüzden daha çok işimiz var. Adam bunların derneğine, vakfına üye olmuş, bankaya para yatırmış, ByLock’u kullanmış, irtibatı çok açık. Ama öyle adamlar var ki çok daha merkezde ama ByLock kullanmamış, üyelikleri vs. yok, karda yürümüş izini belli etmemiş. İşin zor olan kısmı bu tür adamları çıkarmak. İşin stratejik kısmı da burası. Bunun için daha çok işimiz var.”
Kurtulmuş’a, Genelkurmay imamı olduğu iddia edilen, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ve kayıplara karışan Adil Öksüz’le ilgili bir gelişme olup olmadığını da sordum.
‘Yurtdışına çıkmış olabilir’
Kurtulmuş, “Zaten bırakılması son derece karanlık bir durum. Ondan sonra hâlâ bulunamaması meselesi var. Belli ki bu adam karakutulardan biri. Tek başına sadece Adil Öksüz olduğunu da düşünmüyorum. Bu sadece birisidir. Bunun dışında başka çok çok önemli, hayati noktaların olduğu aşikâr. Yurtdışına kaçmış olabilir, bilmiyorum, ancak ifadeler karşılıklı gözden geçirildikçe, yeni kimlikler ve yeni ilişkilerin ortaya çıkacağı, bunlarla birlikte yakalanmasının kolaylaşacağı anlaşılıyor” yanıtını verdi.