Gündem‘İki cahil sandalcı mı Atatürk’ü öldürecek’

‘İki cahil sandalcı mı Atatürk’ü öldürecek’

19.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Atatürk’e suikast, hükümeti yıkmaya teşebbüs ve vatana ihanetten İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanan Ali Osman Reis ve 8 kişi hakkında suçun oluşmadığına karar verildi

‘İki cahil sandalcı mı Atatürk’ü öldürecek’

TBMM’nin araştırmacılara açtığı İstiklal Mahkemesi kararları arasında tarihe “Ali Osman Reis Hadisesi” olarak geçen ve eski Sandalcılar Cemiyeti Başkanı Ali Osman Reis’in de bulunduğu sekiz kişinin Atatürk’e suikast suretiyle vatana ihanet ve hükümeti yıkmak için örgüt kurmak suçlarından yargılandığı İstanbul İstiklal Mahkemesi kararı da yer aldı.
İstanbul İstiklal Mahkemesi Başkanı Cebelibereket Mebusu İhsan Beyefendi, üyeler Hakkari Mebusu Asaf Beyefendi ve Kütahya Mebusu Cevdet Beyefendi tarafından 1924’te verilen kararda, Ali Osman Reis, Sandalcılar Cemiyeti Tahsildarı Hasan Kahya, komisyoncu İlyas Sami Efendi, Binbaşı Mesud, ticaretle uğraşan İbrahim Efendi, Kommünist Mehmed Efendi ile firari eski İstanbul Milletvekili Şükri ve gıyabında yargılanan eski Ankara Valisi Abdülkadir Bey hakkında Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne suikast, hükümeti yıkmaya teşebbüs ve vatana ihanet suçlarından dava açıldığı kaydedildi.

Savcılığın görüşü
Kararda, savcılığın esas hakkındaki iddiasında, Ali Osman Efendi’nin milli mücadele sırasındaki hizmetlere mukabil kendisinde bir nüfuz ve kudret gördüğü, bu ruh hali ile başkalarının etkisi altında hükümeti değiştirmek ve kendi menfaatine hizmet edecek bir hükümeti iktidara getirmek gayesiyle bazı insanlarla ortak hareket ettiği ve hükümet hakkında münasebetsiz söylemlerde bulunduğunun muhtelif şahitlerin ifadelerinden anlaşıldığını söyledi.
Ali Osman Efendi’nin Kanun-ı Ceza’nın 58. maddesi uyarınca cezalandırılmasını, sanıklardan Hasan Kahya ile İlyas Sami Efendi’nin ise Ali Osman Efendi ile beraber bulundukları ve çalıştıkları anlaşıldığından aynı ceza ile cezalandırılmalarını isteyen savcılık, Binbaşı Mesud Bey’le, İbrahim Efendi ve Kommünist Mehmet Efendi’nin dava ile bir alakaları sabit olmadığından beraatlerine karar verilmesini talep etti.

Suikast yapamayız
Kararda, Ali Osman Reis’in savunmasında, suikast yapmak kastıyla cemiyet teşkil ettikleri iddiasını katiyen kabul etmediğini, 1.5 aylık Cumhuriyet’ten milletin hiçbir fenalık görmediğinden casus bir cemiyetin kurulmasına sebep olmadığını, sebep olsa da bunu kendileri gibi cahil iki sandalcının katiyen yapamayacağını söylediği belirtildi.

Damat Ferid listesi
Sanıklardan Sandalcılar Tahsildarı Kahya cemiyetten çıkarılan Kayıkçılar Tahsildarı Mehmet Ali ve arkadaşlarıyla, Ferid hükümeti taraftarından tanzim edilmiş listeyi yırtarak, Anadolu’ya taraftar olanlardan oluşan listeyi asmasından dolayı da kendisine husumetleri olduğunu dile getirdi.

Haberin Devamı

İsmet Paşa’nın teklifiyle kuruldu

İstanbul İstiklal Mahkemesi, Hint Müslümanlarının liderlerinden Ağa Han ve Emir Ali’nin halifelik ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a yazdıkları mektubun ilgililerin eline geçmeden İstanbul basınında sızması üzerine, 8 Aralık 1923’te konuyu Meclis gündemine getiren İsmet Paşa’nın, teklifi üzerine kuruldu. 50 numaralı Meclis Kararı ile İstanbul’da kurulan mahkeme, 10 Aralık 1923’te bir beyanname yayımlayarak, Cumhuriyet’e karşı hareket ve teşebbüse cüret edenleri şiddetle cezalandıracağını açıkladı. Mahkeme, sadece Ağa Han ve Emir Ali’nin mektubunu yayımlayan gazetecilere açılan davaya değil, aynı zamanda Cumhuriyet’i ilan eden Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e suikast, Cumhuriyet’i yıkmaya yönelik kurulan örgütler ve İstanbul Baro Reisi Lütfi Fikri Bey’le ilgili açılan davalara da baktı. Atatürk’e suikast davası sonuçlanınca mahkemenin görevine son verildi.

Haberin Devamı

Beraat, tahliye ve ceza

Kararda, şüphelilerin ve tanık ifadelerinden vatana ihanet cürmünün gerçekleşebilmesi için kanunen gerekli olan şartların oluşmadığından savcılık iddiasının gerçekleşmediği belirtildi. Muhbir Hulusi Efendi’nin ihbarı üzerine sanıkların hükümeti yıkmaya teşebbüs maksadıyla cebren icraya başladıkları iddia edilmiş ise de bu eylemin mevcut olduğuna dair savcılık iddiasının ciddi görülmediği kaydedildi.
Tüm sanıkların Atatürk’e suikaste teşebbüsüne delil bulunmadığından beraatlerine, Reis’in Atatürk’e münasebetsiz sözler söylediği gerekçesiyle Kanun-ı Ceza’nın 58. maddesi son fıkrası uyarınca tutukluluk tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl süre ile hapsine karar ve tefhim kılındığı belirtildi.