11.05.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
BİLAL MEŞE sordu DUAYEN cevapladı
ŞANSAL BÜYÜKA ile DOBRA DOBRA
Eğrisi doğrusu, acısı tatlısıyla bir ligin daha sonuna geldik. Sezon sonunda bir takım şampiyon olacaktı. Beşiktaş neredeyse oldu gibi... Ama bunu rakibine altın tepsi içerisinde sunan da Fenerbahçe oldu.
Fatih Terim Stadı’nda ne oldu da Fenerbahçe yenildi? Bunun günahı, vebali kimde?
Dünyada hangi işi yapıyor olursanız olun, başarı ya da başarısızlıkta fatura her zaman liderlere kesilir. Fenerbahçe’nin bu sezon yaşadığı hayal kırıklığında iki lider var. Birincisi; yönetimin başı olarak Başkan Aziz Yıldırım, diğeri takımın başı olarak teknik direktör Vitor Pereira... Gerisi ayrıntı...
Bugün söylemiyoruz; Fenerbahçe tarihinin en büyük parasını harcadı ama tarihinin en iyi takımını kuramadı. Son iki yılında çok ciddi düşüş yaşayan Diego’yu aldın, iki yıldır topa vurmadı. Çok uzun sakatlıklardan çıkan, İngiltere’de ciddi anlamda gözden düşen Van Persie’yi aldın, sezon bitti toparlanamadı. Son maçta Van Persie iki gol attı, adına destanlar yazıldı. Bu kadar abartı olur mu?
Antalya’da Eto’o 20 gol attı. Başakşehir’de Edin Visca’nın 16, Akhisar’da Rodallega’nın 19 golü var. Fenerbahçe’nin santrforuysan taksimetreyi 25 golden açacak, üstüne de koyacaksın. Manchester United genç yaşına rağmen Nani’yi gözden çıkarıp niye kiraya gönderdi? Nani, Fenerbahçe forması ile üç-beş maçtan fazlasını oynadı mı?
Fenerbahçe antikacı dükkanı değil ki... Futbolcunun geçmişinin sana ne faydası var? Bugününe, hatta yarınına yatırım yapacaksın. Bir Souza aldın, dünya para saydın, yaptığı aynı işi, hatta çok daha fazlasını Beşiktaş’ta Atiba çerez parasına yapıyor.
Allahı var, bu kadar pahalı transferler arasında Kjaer tam isabet oldu. O kadar da olsun artık... Yanlış hesap Bağdat’a kadar bile gitmedi, Başakşehir Fatih Terim Stadı’ndan döndü. Zaten bir umudun sadece kırıntısı vardı, o da bitti.
Ayrıca yarış kadar önemli bir konu daha... Senin için herkes yanlış, herkes suçlu... Federasyon suçlu, rakipler suçlu, hakemler suçlu, medya suçlu, Fenerbahçe’ye şampiyonlukla adını yazdıran Mustafa Denizli, Aykut Kocaman, tarihin en parlak şampiyonluğunu alan Ersun Yanal suçlu...
Peki hep siz mi haklısınız? Hep siz mi doğrusunuz? Hiç mi yanlışınız yok? Bu ülkede bu kadar paraları harcayıp, bu kadar fazla şampiyonluk kaçıran ikinci bir kulüp var mı? Herkesle kavga ede ede, Fenerbahçe’nin Fenerbahçeliden başka dostu kalmadı. Bir gün olsun özeleştiri yapmaz mısınız? Hangi hataları yaptığınızı konuşmaz mısınız? Yaptığınız hatalardan ders çıkarmaz mısınız?
Bir ileri, iki geri!
Galatasaray ile oynanacak bir kupa finali var ama Pereira bu saatten sonra Fenerbahçe’de başarılı olabilir mi?
İki sorumlu var demiştim, Vitor Pereira’yı da bu bölüme bıraktım. Pereira ne diyor: Galatasaray-Beşiktaş maçına çok motive olduk, bütün gücümüzü o maçta harcadık. Bir hoca bu ifadeyi kullanır mı? Düşünün hoca ve takım ne hale gelmiş. Sen kendi işini kendin bitiremiyor, umudunu rakiplerine bağlıyorsan, olacağı budur. Kendine güvenin kalmamış, rakibinin alacağı sonuca bel bağlamışın. O bel bağladığın Galatasaray zaten ayakta zor duruyor...
Van Persie-Fernandao polemiğinin benzeri Beşiktaş’ta da yaşandı. Ama Şenol Güneş, Gomez-Cenk Tosun polemiğini son derece akıllıca çözerken, Fenerbahçe özellikle ligin ilk yarısında bütün enerjisini bu polemiğe harcadı.
Nani ne dedi: Takım olamadık... Doğru... Arkadaşlık olarak, dostluk olarak, dayanışma olarak takım olamadı Fenerbahçe... Bu kadar harcamaya rağmen birbirini tamamlayan iyi bir takım kuramadı Fenerbahçe... Şampiyon olsa bile, zaten ortaya koyduğu futbolla sınıfta kalmıştı Fenerbahçe...
İyi mücadele dışında futbolun hiçbir özelliğini sahaya yansıtamadı Fenerbahçe... Bir Sosa, bir Oğuzhan bulamadı Fenerbahçe... Pereira yönetiminde hiçbir futbolcusunu parlatamadı Fenerbahçe... Kjaer, Mehmet Topal hariç, kim varsa herkes geriye gitti. Geride kalmış olarak gelenler de eksiklerini tamamlayıp ileri gidemeyince, Fenerbahçe mehter takımı gibi “bir ileri, iki geri” sezon sonunu getirdi.
Sevgili Bilal, kupa finali diyorsun da, ben de o kupaya “bir teselli ver” kupası diyorum. Bu sezonu kaybeden iki takımın kupası... Teselli kupası...
Takımdan, teknik direktörden konuşurken, Fenerbahçe’de yönetimsel anlamda bir değişiklik bekliyor musunuz? Aziz Yıldırım, şampiyonluğun kaçmasının ardından kızıp, 10 yıl daha kalır mı?
Yönetimsel olarak bir değişiklik beklemiyorum... Hocalar gider, futbolcular gider, yönetim kalır... Şampiyonluk kaçsa da, başkan taraftarlara kızsa da kızmasa da bir şey değişmez... Allah uzun ömür versin, Başkan Aziz Yıldırım isterse ömrünün sonuna kadar o başkanlık koltuğunda oturur.
Gomez giderse daha iyisi hazır
Demba Ba gittiğinde Beşiktaşlı “eyvah” demişti... Ba gitti, daha iyisi geldi. Başkan Fikret Orman’ın transfer aklına güveniyorum. “Gomez giderse daha iyisi gelecek” diyenler de, Başkan’a çok yakın olanlar.
Her maçını deplasmanda(!) oynayıp, şampiyonluğa oynamak ve mutlu sona ulaşmak kolay olmasa gerek... Geçen sezon Biliç, bu sezon da Şenol Güneş ile girdikleri yarıştan alınlarının akıyla çıkıyorlar.
Beşiktaş’ta ne değişti de takım böyle bir karaktere büründü?
Beşiktaş değişmedi, Beşiktaş gelişti. Unutulmasın geçen sezon da mükemmel futbol oynadı, son beş haftaya ciddi puan farkıyla önde girdi ama panikleyip şampiyonluğu kaybetti. Üzüntüler, sıkıntılar, paranın yanına aklı da katarak yapılan transferler, Beşiktaş’ı bugünlere taşıdı. Beşiktaş, sabırlı ve inançlı yürüyüşünü Oğuzhanları, Olcayları, Kerim Freiları, Gökhan Töreleri alarak başladı, bu sezon Sosaları, Gomezleri katarak gençlik aşısını ustalık ve kaliteyle harmanlayıp, Şenol Güneş’le zirve yaptı.
Beşiktaş öyle bir sezonu geride bırakıyor ki, şampiyon olamasa bile, ligin en iyi, en etkili, en güzel futbolunu oynayan takım olarak akıllarda kalacaktı. Şimdi futbolun bu güzelliklerine şampiyonluğu da katarak, tarihteki yerini almaya hazırlanıyor.
Orman zaten vardı. Bu Orman sezon başı Güneş’le birleşti ve ortaya seyrine doyum olmayan bir Beşiktaş tablosu çıktı. Kime sorarsanız sorun, aşırı fanatikler dışında taraflı tarafsız herkes “Beşiktaş’ın şampiyonluğu hak ettiğini” söylüyor.
Mario Gomez bu seneki performansıyla sadece Türkiye’de değil, Avrupa basınında bile gündem oluyor. Beşiktaş’tan giderse hata mı yapmış olur?
Mario Gomez parlak kariyerinin ardından hızlı bir tükenişe doğru giderken imdadına Beşiktaş yetişti. Beşiktaş forması ile yeniden doğdu, kaybettiği Alman Milli Takımı formasını yeniden buldu. Burada mutlu olduğunu biliyorum. Ancak çok ciddi bir terör huzursuzluğu yaşadığını, bu konuda ailesinin büyük baskı yaptığını sağlam kaynaklardan duyuyorum. Ama şunu da duydum: Gomez giderse, daha iyisi hazır... Demba Ba gittiğinde Beşiktaşlı “eyvah” demişti... Ba gitti, daha iyisi geldi. Başkan Fikret Orman’ın transfer aklına güveniyorum. “Gomez giderse daha iyisi gelecek” diyenler de, Başkan’a çok yakın olanlar...
Galatasaray derbisinde Cenk Tosun, Mario Gomez’e müthiş bir asist yaptı. Alman golcü giderse Cenk yeterli olur mu? Yoksa Şampiyonlar Ligi için bir star getirilmeli mi?
Bana bu sezonun en değerli üç-beş oyuncusunu say derseniz, o listenin içine mutlaka Cenk Tosun’u katarım... Az zamanda çok büyük işler yaptı... Ne kadar oynadığı değil, neler yaptığı öne çıktı. Beşiktaş’ın son dakikalarda gelen gollerinde, gollerin asistlerinde, o son dakika golleriyle alınan puanlarda çok ciddi bir Cenk tosun katkısı var. Bu sezonun en değerli oyuncularından biri Cenk Tosun...
Sneijder’in hatırına!
Bu sezon Galatasaray’a hoca getire getire, hoca değiştire değiştire, ne getirilecek hoca kaldı ne de değiştirilecek hoca... Mecburiyetten ve Sneijder’in hatırına Riekerink takımın başında...
Galatasaray-Beşiktaş mücadelesi öncesinde futbol dışında o kadar söylenti ortalıkta dolaştı ki... Cim-Bom’un Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu istemeyeceği, bu nedenle Kartal’a yenileceği türünden bir sürü dedikodu yayılmıştı.
Bu spekülasyonların ışığı altında Galatasaraylı futbolcuların performansını nasıl buldunuz?
Sevgili Bilal, Galatasaray canını dişine takıp oynuyor, bir devreyi zor çıkarıyor. Fenerbahçe’ye 10 pozisyon verdi, Fenerbahçe atamadı. Beşiktaş’a 10 pozisyon verdi, Beşiktaş birini attı. Son maçta antrenör Orhan Atik ile Yasin’in diyaloğuna bakmak Galatasaray’ın neden bu hale düştüğünü çok iyi anlatıyor. Yasin oyundan çıkarken çok kötü şeyler söylemiş olmalı ki, Orhan Atik “sen nasıl konuşuyorsun” diye üstüne yürüyor. Yeniçeri ocağı mı burası kardeşim?
Sneijder-Donk değişikliğini nasıl yorumlayacaksınız? Riekerink nerede hata yaptı?
Sneijder zaten takımın kralı... İstedi mi var, istemedi mi yok. Yıldız olmak kadar, istikrarlı olmak da önemli... Donk deseniz, bana göre Beşiktaş maçıyla Galatasaray’da erken bir jübile yaptı. Riekerink’i konuşmaya gerek yok. Bu sezon hoca getire getire, hoca değiştire değiştire, ne getirilecek hoca kaldı ne de değiştirilecek hoca... Mecburiyetten ve Sneijder’in hatırına Riekerink takımın başında...
Galatasaray’ın Türkiye Kupası finalindeki şansını nasıl görüyorsunuz? Malum, Fenerbahçe’nin de tek hedefi kupa kaldı.
Galatasaray doksan dakikayı çıkartamıyor, Fenerbahçe’nin morali yerlerde... Kaybedenlerden biri elbette kazanacak ama bu, kaybedilen bir sezonun tesellisi olmaktan öteye gitmeyecek.
Öze dönüş yılı olmalı
Trabzonspor için nihayet iyi bir şeyler yazıp, söyleyebiliyoruz. O gençler, sadece bordo-mavililer için değil, Türk futbolu adına büyük kazanç...
Trabzonspor’daki “gençlik aşısı”nı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Trabzonspor’u, “yerlinin de yerlisi” oyuncular yaratmıştı... Yani bırakın Adanalıyı, İstanbulluyu ya da bir başka şehirliyi, sadece Trabzon doğumlu oyuncularla Trabzonspor şampiyonluklara ambargo koymuştu. Trabzonspor ellinci yaşını kutlamaya hazırlanırken, çıkış için tek yol, özüne, ruhuna, kendi suyunu içip, kendi toprağında yetişen fidanlara dönmektir... Karadeniz’in hırsını, hırçınlığını, isyanını ancak ancak bu havayı soluyanlar anlar, bu havayı soluyanlar bilir... Ellinci yıl, şampiyonluk yılından önce, öze dönüş yılı olmalı...
Haftanın takımı: Beşiktaş, Medipol Başakşehir, Trabzonspor, Medicana Sivasspor
Haftanın futbolcusu: Aatif Chahechouhe (Medicana Sivasspor), Volkan Babacan, Edin Visca (Medipol Başakşehir), Ruud Boffin (Eskişehirspor), Diego Biseswar, Ali Ahamada (Kayserispor), Yusuf Yazıcı (Trabzonspor)
Haftanın teknik direktörü: Abdullah Avcı (Medipol Başakşehir), Hami Mandıralı (Trabzonspor), Mesut Bakkal (Medicana Sivasspor), Şenol Güneş (Beşiktaş)
Haftanın hakemi: Barış Şimşek (Akhisar Belediyespor-Kayserispor)