‘At nalı yengeci’ İstanbul SEA LIFE Akvaryum'da

Avrupa’nın en büyük akvaryumlarından biri olan İstanbul SEA LIFE Akvaryum soyu dinozorlar çağının da öncesine dayanan bir canlı türünü ağırlıyor. ‘At nalı yengeci’ adındaki deniz canlısının atalarının geçmişi 570 milyon, türleşmiş hali ise tam 100 milyon yıl önceye dayanıyor. Japon kültürüne göre ‘samuray ruhu’ taşıdığına inanılan ve biyolojik özelliklerinden dolayı uzay biliminde dahi büyük öneme sahip bu türü İstanbul SEA LIFE Akvaryum’da canlı canlı görebilmek mümkün

İçerisinde yüzlerce türden 15 binin üzerinde deniz canlısı, 83 metre ile İstanbul’un en uzun okyanus tüneli ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan canlılar bulunan İstanbul SEA LIFE Akvaryum, dünyanın en yaşlı ‘yengeç’ine ev sahipliği yapıyor.

At nalı yengeci, geçmişine bakıldığında dinozorlar ortaya çıkmadan yaklaşık 100 milyon yıl önce dünyanın dar kıyılarında sürüklenen bir canlıydı. İsminin aksine yengeçlerden ziyade örümcek, akrep ve keneler ile benzerlik gösteren bu tür günümüzde genellikle Meksika Körfezi’nde ve Kuzey Amerika’nın Atlantik kıyıları boyunca görülüyor.

Samuray ruhu taşıyanlar hayatta kalıyor

At nalı yengecinin bir türü olan ‘Japon at nalı yengeci’ ise Hint Okyanusu’nda bulunuyor. Habitat kaybından dolayı nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu tür, Japonya’da avlanarak yeniliyor ancak savaşın kültürlerinde önemli yeri olan Japonlar, bazı at nalı yengeçlerinin kabuklarını eski çağların soylu askerleri samurayların maskelerine benzetiyor. Samuray maskesine benzeyen kabuklu at nalı yengeçlerinin ölen samurayların ruhlarını taşıdığına inanılıyor. Dolayısıyla Japonlar avladıkları at nalı yengeçlerinden samuray maskesine benzettiklerini yemiyorlar ve tekrar denize atıyorlar. Böylece samuray maskesine benzeyenler hayatta kalıyor benzemeyenler ise yenilerek türleri azalıyor. Bu şekilde doğal seleksiyon başlıyor ve bu nedenle tüm Japon at nalı yengeçleri diğer türlerinden farklı olarak samuray maskesine benziyor.

Bu canlı uzayda bile insanoğluna hizmet ediyor

570 milyon yıl öncesi paleozoik dönemde evrimleşmeye başlamış ‘At nalı yengeci’ son 445 milyon yılda çok az değişim göstererek günümüze erişen nadir canlılardan. Okyanuslardaki olağanüstü çeşitlilik döneminden gelen bu canlı türü denizlerin eklembacaklısı olarak anılıyor. At nalı yengeci uzay bilim deneylerinde dahi kullanılan bir ‘kan’a sahip. Mavi kanında bulunan enzimler uzay istasyonlarındaki astronotların yüzeylerde bulunan bakteri ve mantarları keşfetmesi için adeta mucizevi bir iksir vazifesi görüyor. Yüksek oranda bakır içeren hemosiyaninden ötürü mavi renk olan at nalı yengeci kanı omurgalılarınkine oranla çok daha hızlı pıhtılaşıyor. Yüksek tıbbi ve ekonomik değere sahip bu canlı kontrolsüz bir şekilde avlanıyor.

Koruma, kurtarma ve üretme misyonu

İstanbul SEA LIFE Akvaryum’un temel söylemi ‘yaptığımız işi seviyoruz ve sevdiğimiz işi yapıyoruz’. Akvaryum’un söyleminin arkasında duran felsefe ise Merlin Felsefesi. Bu düşünce denizlerin ve deniz canlılarının narinliği üzerine kurulu. İstanbul SEA LIFE Akvaryum caretta caretta, kaplan köpekbalığı, timsah avlayan kaplumbağa gibi nesli tehlikede olan birçok canlının avlanmaması, yaşam alanlarının daraltılmaması ve üremeleri için mücadele veriyor. At nalı yengeci de nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan türlerin başında geliyor. İnandığı felsefe ve misyonu gereği İstanbul SEA LIFE Akvaryum bu canlının neslinin devamı için bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirirken, üremesi için de güvenli bir ortam sağlıyor.

Dünyanın en yaşlı canlılarından biri olan ‘At nalı yengeci’ ve tarih öncesi çağlardan kalan diğer deniz canlılarını görmek, haklarında bilgi edinmek için haftanın 7 günü Forum İstanbul’da bulunan İstanbul SEA LIFE Akvaryum ziyaret edilebiliyor. Ayrıntılı bilgi www.visitsealife.com/istanbul