Dr. Sinan Akkurt aslında bir aile hekimi. 2009 yılında annesine karın zarı kanseri teşhisi konulmuş ve altı aylık ömür biçilmiş. Aynı dönemde, 32 haftalık hamile kız kardeşine de meme kanseri teşhisi konulmuş. Annesini ve ablasını inandığı, güvendiği doktor arkadaşlarına emanet etmiş. Ancak bir anda böyle bir durumda kalınca tedavi için bildiği her yöntemi de denemek istemiş. “Önceden bilgi sahibiydim” dediği biorezonans yöntemini klasik tıbbi tedavinin yanında tamamlayıcı olarak annesinin ve kardeşinin tedavisinde kullanmaya başlamış. Her ikisinde de hızlı bir iyileşmeye görülmüş. Yedi aylık tedavinin sonunda ise altı ay ömür biçilen annesinin ve meme kanserli kardeşinin patoloji raporlarında hiçbir kanser hücresine rastlanmadığını görünce belki başka hastalara da yardımcı olabilirim diyerek biorezonansı iyice araştırmaya başlamış. Son dört yıldır Almanya’daki Uluslararası Biorezonans Kongresine konuşmacı olarak davet edilen Akkurt ile biorezonansı konuştuk.
Biorezonans nedir?
Biorezonanas; kuantum fiziği mantığıyla çalışan, hücrelerin etrafına yaydığı biofiziksel frekanslardan yararlanılan, Almanya merkezli bir tedavi metodudur. Her hücrenin etrafına kendi özelliğini yaydığı biofiziksel bir titreşimi vardır. Buna o hücrenin “frekansı” denir. Her hücrenin frekansı farklıdır yani kendine özgüdür. Virüs, bakteri, parazit, kimyasal maddeler, ağır metaller, çevre kirliliği gibi nedenler hücre frekansların bozulmasına neden olur. Bu da hastalıkların oluşmasına yol açar.
Biorezonansın tedavi mekanizması nasıl?
Hücre frekansını bozan yabancı maddelerin veya çevresel faktörlerin ters frekanslarını vererek hücrenin nötrleşmesi yani eskisi gibi sağlıklı çalışmasını sağlanıyor. Mevcut hastalığınızı ters frekanslar verilerek iyileştirmek mümkün olduğu gibi daha iyi çalışmasını istediğiniz bir organınıza da kendi frekansını güçlendirerek verdiğinizde o organ daha etkin çalışmaya başlıyor.
“Alerjilerden kansere pek çok hastalıkta kullanılıyor”
Bilimsel geçerliliği olan bir yöntem mi?
Tabii, bilimsel makaleler ile desteklenen bir metot. Yurtdışında biorezonans kongreleri düzenleniyor. Türkiye’de de aralık ayında gerçekleştirilen Ulusal Mikrobiyoloji Kongresinde bazı bakterilerin biorezonans yöntemiyle ters frekans verilerek etkin bir şekilde öldürülebildiği ile ilgili bir çalışma yayınlandı. Ülkemizde son yıllarda yaygınlaşmaya başlasa da Avrupa’da 35 yıldır uygulanan bir test ve tedavi yöntemi bu. Almanya’da doğal tıp yöntemleri arasında sayılıyor.
Hangi hastalıkların tedavisinde etkin bir şekilde kullanılıyor?
Cerrahi ve acil hastalıklar hariç her hastalıkta biorezonansın bir tedavi yaklaşımı var. Ama etkinlik olarak baktığınızda alerjiler en yüksek tedavi başarısına ulaşılan gruptur. Alerji tabanlı hastalıklar, romatizmal hastalıklar, migren, baş ağrısı, bel ve boyun ağrılarından tutun da kansere kadar çok geniş yelpazede hastalıkların tedavisinde biorezonanstan yararlanılıyor.
Alerji tedavi edilebilen bir hastalık mı?
Hücrelerin frekansı olduğu gibi alerjik maddelerin de frekansı var. Örneğin A maddesine karşı alerjiniz varsa vücut bu frekansı kaydediyor. Biorezonans sistemi ile bu frekansın tersini üretip vücuda verdiğinizde alerjik maddenin bilgisi nötrleşiyor. Böylece kişi o madde ile bir kez daha karşılaştığında alerji tepkisi vermiyor.
“Kişinin kanında 6400 farklı maddenin taraması yapılıyor”
Kişinin neye alerjisi olduğunu nasıl tespit ediyorsunuz?
Hasta ilk geldiğinde özel bir kan testi ile kanda 6400 farklı maddenin taraması yapılıyor. Bu maddeler içinde alerjenler, virüsler, bakteriler, parazitler, kimyasal maddeler ve toksinlerden tutun da kanser hücreleri bile var. Bu tarama sonucunda kişinin neye alerjisinin olduğu çıkarılabiliyor.
Kaç seansta alerji frekansı nötrleşiyor?
Haftada bir, 75 dakikalık seanslarla ortalama üç ayda alerjenin frekansı nötrleştirilebiliyor. Bazı hastalara haftalık tedavilerin bitiminde anti-frekansların yüklü olduğu çipler takılarak tedavinin bir sonraki seansa dek devam etmesi sağlanıyor. Tedavide başarılı olmak için; alerji tedavisi esnasında kişinin alerjisi olan şeylerden uzak kalması gerekiyor.
***
“Kanserde alternatif değil tamamlayıcı tıp olarak kullanılıyor”
Kanser hastalarının tedavilerinde biorezonans nasıl kullanılıyor?
Kanser hastalarının genel vücut direncinin yani bağışıklığının güçlenmesine ve kanser hücrelerinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Dolayısıyla hastalar ne kadar erken evrede bize başvurursa tedavide başarı şansı o kadar artıyor. Biorezonans klasik kanser tedavisine alternatif bir tedavi değil. Kemoterapi ve radyoterapi alanlarda tedavinin yan etkilerine azaltan, tedavinin etkinliğini güçlendiren yardımcı bir yöntem.
Peki, onkologlar da hastalarını biorezonansa yönlendiriyor mu?
İletişim halinde olduğumuz, hastalarını bize yönlendiren onkologlar var. Ayrıca; mevcut hastalarımın yüzde 40’lık bir bölümü zaten doktor ve doktor yakınlarından oluşuyor. Bazen hastalar geç kalıyor ve kanserin son evresinde geliyor. O durumda yaşam süresini belki uzatamıyoruz. Ama ağrılarını azaltarak yaşayacağı süreyi daha konforlu geçirmesine yardımcı oluyoruz.
***
Güncel sağlık haberleri ve yazıları için: https://www.facebook.com/metinuyarofficial
Yazar ile iletişim kurmak için: metin.uyar@milliyet.com.tr
Twitter: https://twitter.com/metinuyar