NATO’nun 75. yılı ve AB’nin dayanılmaz cesaretsizliği

7 Nisan 2024

Aslında fırsat kapının önüne kadar gelmiş. Avrupa Birliği (AB) dış politikada söz sahibi olmak istiyor. ABD’nin gölgesinden kurtulmak, NATO nezdinde de çok güçlü bir AB topluluğu oluşturmak istiyor. ABD ise, görünürde Avrupa kıtasının güvenliğine çok önem verdiğini söylese bile, Avrupa’dan sıkılmış durumda. Aslında zamanını ve kaynaklarını Asya’ya ve Çin’e harcamak istiyor. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlatmış olduğu savaş hem AB hem de ABD için biraz zamansız oldu. AB ülkelerinin ciddi bir savunma sanayileri var, ama ‘Haute Couture’, yani kupon ürünler. Böyle seri halinde üretilecek ürünler değil.

NATO’nun Brüksel’de sönük geçen 75. yıldönümü kutlamaları esnasında ABD’nin Ukrayna’ya söz vermiş olduğu 60 milyar dolarlık mali yardım çıkmazı yeniden gündemdeydi. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken bir kez daha bu yardımın ABD Kongresinden önümüzdeki hafta çıkacağını söyledi. İzci yemini verdi.

Yazının Devamı

Ukrayna NATO’ya üye olacak

5 Nisan 2024

Brüksel’deki NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı sorası İttifak, Ukrayna’ya üyelik konusunda yeni bir güvence verdi. Ukrayna “merhamet değil mühimmat” istediğini söylerken, Rusya da tepki gösterdi

NATO dışişleri bakanları toplantısının ikinci gününde İttifak, Ukrayna’ya siyasi, askeri ve diplomatik desteğini yineledi. Zira NATO-Ukrayna toplantısına katılan Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitri Kuleba’ya, ülkesinin NATO üyeliği konusunda güvence verildi. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken da, Ukrayna’nın er ya da geç NATO’ya üye olacağını ifade etti. Müttefikler, Ukrayna’ya uzun soluklu desteğe hazır olduklarını ifade etti.  

“Ukrayna için daha fazlasını yapmamız gerekiyor” diyen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de “Müttefikler, envanterlerine bakacak ve özellikle Patriot sistemleri olmak üzere hava savunma sistemleri tedarikinin herhangi bir yolu olup olmadığını gözden geçirecekler” ifadesini kullandı. Kuleba ise, ülkesinin, Rusya’ya karşı savaşı kazanması için

Yazının Devamı

Genel sekreterlik için Rutte favori

3 Nisan 2024

NATO dışişleri bakanları, ittifakın Ukrayna’ya vermiş olduğu askeri yardım ve desteği kurumsallaştırma çabasında. Zira ABD’de bir başkanlık değişimi yaşanması halinde Avrupa’lı müttefikler ile ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’yı silahlandırma taahüdünü devam etirmesini hedefliyorlar. Buna göre toplantının ikinci gününde Ukrayna dışişleri bakanı Dimitri Kuleba ile de bir araya gelecek olan NATO dışişleri bakanları, Ukrayna’nın Rusya’ya karşıdaha fazla mevzi kaybetmemesi için atılması gereken adımlar ile verilmesi gereken askeri destek konusunda görüş alışverişine bulunacaklar. NATO dışişleri bakanlarının gündeminde yer alan bir diğer konu ise pasifik ülkeleri.

Nitekim Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda ve Avustralya’nın dışişleri bakanlarının da katılacağı NATO-Hint Pasifik okyanusu ülkeleri toplantısında da Çin ve Rusya’nın bölgedeki faaliyetleri ele alınacak. Kulislerde Jens Stoltenberg’den boşalacak olan NATO Genel Sekreterliği koltuğuna kimin oturacağı konusundaki pazarlıklar da devam edecek. Geçtiğimiz Pazar

Yazının Devamı

AB’nin müstakbel ‘kare ası’

31 Mart 2024

Bugün Türkiye’de yerel seçimler gerçekleştiriliyor. Bu yüzden de konumuz doğrudan Türkiye olmayacak. Aslında okuyucuya daha çekici gelecek bir makale kaleme almak istiyordum ve bunun için Avrupa Birliği (AB) konusuyla aslında hiç başlamamam gerekiyor. Ancak dış politika sevdası, mesleki disiplin ve fikri takipten dolayı, iki satır da olsa AB ile başlamalı. Malum sadece Türkiye’de değil, AB ülkelerinde de seçimler var. En önemlisi de Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri. Bu seçimlerin ardından AB’nin önde gelen kurumları olan AB Komisyonu, Konsey ve Parlamento’nun başkanları ile AB dış politika yüksek temsilcisinin kim olacağı kesinlik kazanacak. Nam-ı diğer AB’nin ‘kare ası’. Son bilgilere göre, bir sürpriz yaşanmaması halinde halen Avrupa Komisyonu başkanlığı görevini üstlenen Alman Ursula von der Leyen, bir dönem daha koltuğunda oturacak. Avrupa Parlamentosu’nda da Maltalı Roberta Metsola bir dönem daha koltukta kalacak. AB Konseyi başkanlığına ise Danimarka’nın Sosyal Demokrat Başbakanı Mette

Yazının Devamı

Rusya ve yeni kavramlar çelişkisi

24 Mart 2024

Rusya dünya kamuoyunun kelime haznesini yeni kavramlarla yeşertmeye çalışıyor. Sondan başlamak istiyordum. Yani Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözcüsü Dmitriy Peskov’un Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısını bir ‘savaş’ olarak nitelemesinden. Ancak yazıyı kaleme aldığım saatlerde Rusya’nın başkenti Moskova’da bir terör saldırısı meydana geldi. Saldırıyı da DAEŞ üstlendi. Bu hususu bir kenara koyalım. Peskov, Ukrayna’da savaş halinden bahsetti. NATO ve AB ülkeleri zaten savaşın başladığı ilk günden bu yana Rusya-Ukrayna çatışmasını savaş olarak niteledi. Rus vatandaşları ise Putin yönetiminin Ukrayna’daki harekatını ‘özel askeri operasyon’ yerine ‘savaş’ olarak niteledikleri vakit, 15 yıl hapis cezasına çarptırılıyorlardı.

Peskov, iki yeni kavramı daha kurumsallaştırma çabasında. Birincisi ‘Kolektif Batı’. Peskov, Rusya’nın Kolektif Batı tarafından, yani Transatlantik topluluğa ait olan ülkelerin Ukrayna’ya verdikleri destekten dolayı saldırı altında olduğunu iddia etti. Bu sayede

Yazının Devamı

Nükleer totem, tabu ve safsata

17 Mart 2024

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşla birlikte, nükleer güç kullanımı dillere pelesenk oldu. Nükleer silahlar kıraathanelere kadar düştü. Kelli felli diye tarif edilen insanlar, şimdilerde nükleer silah kullanımını futbol takımında oynatılacak forvet oyuncuları gibi tarif ediyorlar. Oysa nükleer caydırıcılık, Soğuk Savaşın güç dengesi, hatta Lester Pearson’un ‘dehşet dengesi’ kavramıyla tarif edilebilir. Güç dengesi, az sayıda devletin dünyayı yok edecek kadar nükleer silaha sahip olmaları ve bu silahları kullanmamalarına dayalı bir nükleer doktrine dayanıyor. ABD, İngiltere, Rusya, Fransa ve Çin’in birbirlerine çok benzer, açıkladıkları ve güncelleştirdikleri doktrinleri, kimin hangi şartlarda bu silahları kullanacağına yönelik koreografiyi önceden belli bir protokole dayandırıyor. Nükleer silah kullanımı bir tabancanın şarjöründe bulunan fişeği namluya sürülüp tetiğe basmak kadar kolay değil. Bu yüzden, savaşmamak için nükleer silah bir totem, kullanımı da tabudur.

Yazının Devamı

Avrupa’dan yine casusluk hikayeleri

10 Mart 2024

NATO’ya üye ülkelerin istihbarat servisleri yeniden uyarı bayrağını çektiler. Ama bu sefer göndere çektiler, uzun süre de inmeyecek gibi görünüyor. Sondan başlayacak olursak eğer, Rus istihbarat birimleri için çalışan Novica Antic isimli bir Sırp, Avrupa Parlamentosu’nda çok sayıda milletvekiliyle temasa geçmiş. Rusya adına etki ajanlığı görevini üstlenen Antic, AP’de görev yapan vekillerin Rusya konusundaki görüşlerini ve söylemlerini yumuşatmakla görevlendirilmiş. Aynı zamanda Sırbistan silahlı kuvvetler sendikası başkanlığı görevini üstlenen Antic, Euromil ve Epsu olarak bilinen Avrupa askeri dernek ve ticari sendika temsilcileri ile de bir araya gelmiş. Faaliyetleri AB’nin istihbarat kurumları tarafından da tespit edilmiş.

Avusturya ve İsviçre, Rus üssü

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimiyle başlayan savaşın ardından Moskova, kıta Avrupasındaki istihbarat faaliyetlerini artırdı. NATO’ya üye ülkelerin istihbarat birimlerinin ortak tespitine göre AB ve NATO ülkelerinde barınma

Yazının Devamı

Milliyet gündeme getirdi EPP yumuşadı

8 Mart 2024

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine hazırlanan Avrupa Hristiyan Demokratlar partisi (EPP), Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye ile olan ilişkileri konusundaki söylemlerini yumuşattı. Romanya’nın başkenti Bükreş’te düzenlenen parti kongresinde ulusal kongre üyeleri, AP seçimlerine önderlik edecek olan adayı ve seçim manifestolarını değişiklik önergeleriyle birlikte onayladılar.

Milliyet gazetesinin sadık okurlarının hatırlayacağı üzere, 23 Şubat tarihli nüshada yayınlanan ‘Hristiyan demokratlar, Türkiye’yi koz yaptı’ başlıklı haberde, Almanya, Fransa, Avusturya gibi ülkelerde aşırı sağ, yabancı düşmanı partilerin seçmenlerine göz diken EPP’nin taslak seçim manifestosunda Türkiye’nin adaylık statüsüne son verilmesi öneriliyordu.

Türkiye-AB ilişkilerinin bir ‘dostluk işbirliği’ çerçevesinde ilerlemesini öngören taslak seçim manifestosu Türkiye’nin de tepkisine neden olmuştu. Ankara’nın AB kurumlarının önde gelen isimleri ile EPP’nin iktidardaki

Yazının Devamı