Kesintisiz seferberlik şart

1 Haziran 2024

Geçen hafta bu köşede sahipsiz sokak hayvanları sorununu çözmek için üzerine çalışılan düzenlemeyi ve İngiltere’deki uygulamayı yazmıştım. Tartışma bu hafta da devam etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘uyutma’ ifadesini kullanmaması, bunun yerine dikkatli bir dil kullanarak sorunun çözümünde “Sahiplenme olursa, bir sonraki aşamaya gerek kalmaz” demesi dikkat çekti.

Kimilerine göre bu açıklama bir geri adım atılacağının sinyaliydi, kimilerine göreyse bu konuda geri adım yok ve Erdoğan’ın sözleri sahiplenmeye teşvik mesajıydı. Ortaya çıkacak nihai metinde “uyutma” olup olmayacağını göreceğiz ama sürecin ekonomik maliyet boyutuyla da düşünülmesi gerektiği açık. Üstelik “uyutma” formülü çok daha büyük bir mali yük getiriyor. Bu hafta verilerle bunu ortaya koymaya çalışacağım.

Toplam sayı ne?

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, başıboş sokak köpeklerinin sayısının 4 milyona yakın olduğunu söyledi. Tabii kesin

Yazının Devamı

İngiltere örneği ve sokak hayvanları

25 Mayıs 2024

‘Sahipsiz sokak hayvanları uyutulacak mı?’ Bir süredir üzerinde çalışılan düzenlemeye bu ihtimalin de dahil edilmesi hayvan severleri ayaklandırdı. AK Parti yetkilileri dünyadaki örnekleri incelediklerini, Birleşik Krallık’taki yasada da ‘sahipsiz hayvanların uyutulması’ maddesi olduğunu söylüyor. Gelen tepkiler sonrası, ‘bu modelde ısrarcı değiliz’ denildi ama metnin nihai halini görmeden bu tartışma bitmeyecek. Peki, Birleşik Krallık ‘uyutma’ maddesini neden kanuna dahil etmiş?  

Hayvan Refahı Yasası 

Birleşik Krallık hayvanlarla ilgili bu düzenlemeyi 2006’da çıkardı. Konumuz sokak hayvanları ama önce yasanın geneline bakalım. Her kanunun bir gerekçesi ve ruhu olur. İngiltere’deki yasanın ruhunun ‘insanla’ ilgili olmadığını, ‘hayvanı’ önceleyen bir düzenleme olduğunu belirtelim. Yasa, ‘hayvanların acıdan, ıstıraptan, yaralanmalardan ve hastalıklardan korunması gerekir’ diyor. 

İngiliz vatandaşları, hayvanın rahat etmesini sağlayacak şu ihtiyaçları yerine getirmek zorunda: Uygun

Yazının Devamı

‘Geliyorum’ diyen suikast

18 Mayıs 2024

Bu hafta yakın coğrafyada hareketlilik yoğundu. Gözümüz bir taraftan Gürcistan’daki eylemlerde, bir taraftan Ermenistan-Azerbaycan arasında başlayan müzakerelerdeydi. Bu iki başlığı dikkatle takip ederken, Slovakya’dan Başbakan Robert Fico’ya suikast haberi geldi. Başbakan bu saldırıdan yaralı kurtuldu. Saldırının bir ‘siyasi motivasyonu’ olduğu açıklandı ama detay paylaşılmadı. Lâkin uluslararası basına demeç veren Slovakyalı uzmanlar ve Slovakya dengelerini yakından takip eden gazeteciler bu saldırıyı esasen beklediklerini anlattılar.

Başbakanı deviren suikast

Ukrayna’ya komşu Doğu Avrupa ülkesi Slovakya’da toplum, siyaset üzerinden çok uzun süredir kutuplaşmıştı. Biz önce ülkede kırılma yaratan bir olayı hatırlatalım. Şubat 2018’de hükümetle ilgili yolsuzluk iddialarını araştıran 27 yaşındaki gazeteci Jan Kuciak evinde nişanlısıyla birlikte kurşunlanmıştı. İlk kez bir gazeteci suikastının yaşanması Slovakya’yı ayağa kaldırmış, halk siyaset mafya bağlantılarının açığa çıkarılması için sokaklara

Yazının Devamı

Sarmaşığa dolanan ABD demokrasisi

11 Mayıs 2024

Dünyanın gündeminde ABD üniversitelerinde başlayan ve Avrupa’ya yayılan “Filistin’e destek” eylemleri var. Geçen ay ABD’de Kolombiya Üniversitesi’nde başlayan İsrail karşıtı protestolar, bu ay Kaliforniya Üniversitesi UCLA’de devam etti, polisin kampüse girmesiyle de tansiyon yükseldi. Protestolar, polis müdahaleleriyle şimdilik bastırılmış gibi görünse de eylemlerin yeniden başlama ihtimali bitmiş değil. Aslında bu protestolar için “ikinci perde” diyebiliriz.

7 Ekim’in ertesinde, İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri harekâtından sonra dünyanın en etkin üniversiteleri Harvard, Pensilvanya ve MIT’de (Massachusets Institute of Technology) protestolar görülünce, rektörleri (Claudine Gay, Elizabeth Magill, Sally Kornbluth) “Yahudi karşıtı eylemler’ karşısında ‘kararlı tavır sergileyemedikleri’ gerekçesiyle ABD Kongresi’nde ifade vermişti. Hatta, artan baskılar yüzünden Harvard Rektörü Caludine Gay de görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.

Eylemler

Yazının Devamı

Fransa’dan bakınca Türkiye

4 Mayıs 2024

Geçen haftaki yazımda Fransa’da yaptığımız görüşmeler çerçevesinde Türkiye-AB ilişkileri ve Avrupa Konseyi ile ilgili son tabloyu paylaşmıştım. Bu hafta ise Paris’in Türkiye ile ilişkilere ve bölgesel konulara bakışını özetlemeye çalışacağım. 

Malûm, Fransa-Türkiye ilişkileri zaman zaman inişli-çıkışlı oldu. İlişkinin “iniş” tarafında liderler arasındaki diyaloğun mahiyetinin etkili olduğunu söylemek mümkün. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yıllık siyaset ve 22 yıllık iktidar birikimiyle kendisini farklı bir yere konumlandırıyor. Erdoğan bunu sadece 10 yıllık bir siyasi geçmişi olan Emmanuel Macron’a hatırlatmayı da seviyor. Bu hatırlatmaların Macron’u rahatsız ettiği ise ortada. 

Neyse ki, birkaç yıl önceki sert söylemler bir süredir yok, nispeten sakin bir dönemden geçiliyor. Ama ilişkilerdeki yumuşama veya sükûnet henüz karşılıklı ziyaretler aşamasına da gelemedi. Bir süredir Macron’un Türkiye’ye gelebileceğine dair bir beklenti vardı aslında; ama Paris’te edindiğim

Yazının Devamı

Ufukta yaptırım yok

27 Nisan 2024

Bu hafta Fransız hükümetinin davetlisi olarak, AB Delegasyonu’nun oluşturduğu bir grup gazeteciyle Fransa’daydık. Önce Strasbourg’da Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nde, ardından da Paris’te Fransız yetkililerle buluştuk. Malum, Türkiye ile ilişkilerde müzakere süreci AB hattında; insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi konuların takibi de Avrupa Konseyi zemininde yürüyor. Fransız yetkililerle yapılan görüşmeleri bir sonraki yazıya bırakacağım ve bu hafta Avrupa Konseyi cephesindeki tabloyu yazacağım. 

Bilindiği gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2019 yılında iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğunun ‘Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali olduğuna’ karar vermişti. 2022 yılında ise Gezi Davası süreci tamamlanmış, Kavala ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. AİHM kararlarının uygulanması konusunda bir nevi takip mekanizması olan Avrupa Konseyi de, defalarca ‘‘Kavala’nın serbest bırakılmaması halinde Türkiye’ye yaptırımlar uygulanabileceğinin’ sinyallerini vermişti. Hatta biz

Yazının Devamı

Filistin davasının lideri kim?

20 Nisan 2024

Bu hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında Hamas için kullandığı Kuvâ-yi Milliye benzetmesi tartışma yarattı ama ben bugün Erdoğan’ın aynı konuşmadaki ‘Filistin davasının lideri misafirim olacak’ sözlerine dikkat çekmek istiyorum. Erdoğan, isim vermediği için İsrail-Filistin meselesinin geçmişini bilenlerin aklına ilk olarak Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas gelmiş olabilir ama aslında Erdoğan’ın kastı Mahmud Abbas değil Hamas lideri İsmail Haniye’ydi. Tabii bu çıkıştan sonra akıllara şu soru geldi: Türkiye Mahmud Abbas’ı artık Filistin davasının lideri olarak görmüyor mu? 

Oslo süreci ve sonrası 

Filistin davasının liderliği ve bu çerçevede ‘meşruiyet’ tartışmalarını anlayabilmek için biraz geriye gitmek gerekiyor. Norveç’te 1993’te yapılan görüşmeler sonrasında varılan ‘Oslo anlaşması’ İsrail-Filistin sorununda bir dönüm noktasıydı. Bu anlaşmanın en önemli boyutu da ‘karşılıklı mektuplarla’ Filistin Kurtuluş

Yazının Devamı

İran vurabilir mi?

13 Nisan 2024

Ortadoğu yine diken üstünde. İsrail ve İran, yine karşılıklı açıklamalarla bölgedeki tansiyonu yükseltiyor. Zaten halihazırda, 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısından sonra iki ülke misillemelerle karşı karşıya geliyor. Tahran, Suriye ve Irak’ta İranlı komutanlara suikastlar düzenlenmesinden ya da İran destekli grupların askeri noktalarının hedef alınmasından İsrail’i sorumlu tutuyor. İsrail ise bölgede kendisine yönelik “vekil güçler” üzerinden yapılan her türlü saldırının kaynağının İran olduğunu söylüyor.

Peki 6 aydır birbirini açıklamalar üzerinden hedef alan iki ülke, bugün silahlarını doğrudan birbirine doğrultur mu? Yani İran İsrail’i ya da İsrail İran’ı füzeleriyle vurur mu? İsrail’e yakın duran ABD basını, istihbarat yetkililerine dayandırarak İran’ın İsrail’i vurmasının “an meselesi” olduğunu yazıyor ama bizler tarafların “henüz o kadar delirmediğini” düşünmek istiyoruz.

6 ayda değişenler

7 Ekim’den sonra

Yazının Devamı